İzleyiciler

28 Mart 2018 Çarşamba

Havaalanında yaşayan basketbolcu

https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/03/28/fenerbahce-ve-besiktasta-oynamisti-simdi-ataturk-havalimaninda-yasiyor/

Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta oynamıştı şimdi Atatürk Havalimanı'nda yaşıyor

Fenerbahçe ve Beşiktaş altyapılarında basketbol oynayan ve geçen sezon Bursa Nilüfer Basketbol takımında yer alan 23 yaşındaki Mehmet Şanlı, yaşadığı ağır psikolojik rahatsızlık nedeniyle aylardır Atatürk Havalimanı'nda yaşıyor. Sürekli ABD uçuşlarını takip eden ve 'San Francisco'da basketbol oynamak istiyorum beni ne olur oraya gönderin' diyen Şanlı, banklarda uyuyor, yemek ihtiyacını ise havalimanı personeli karşılıyor.

DUVAR – Amerika’da basketbol oynamayı saplantı haline getiren basketbolcu Mehmet Şanlı psikolojik rahatsızlığı nedeniyle Atatürk Havalimanı’nda yaşıyor. Çocuk yaşta annesini kaybeden 23 yaşındaki Mehmet Şanlı, çok sevdiği basketbol yaşantısına devam etti. 2.04 cm boyundaki basketbolcunun rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçlarını almadığı belirtiliyor.
Başta Fenerbahçe olmak üzere birçok kulüpte basketbol oynayan Şanlı, iddialara göre başarılı spor yaşantısına rağmen ağır depresyon içerisindeydi. Geçen sezon Bursa’nın Nilüfer takımında yer alan genç basketbolcu rahatsızlığı ortaya çıkınca ilaçlarını düzenli kullanmadığı için sıkıntı yaşamaya başladı. Mehmet Şanlı, babasının da kendisiyle ilgilenmediğini öne sürerek Amerika’ya gitmek için Atatürk Havalimanı’na geldi.

.

PASAPORT KONTROLDEN KAÇAK GEÇMEYE ÇALIŞTI
Burada pasaport kontrol noktasından kaçak geçmeye çalışan Mehmet Şanlı polis tarafından alınarak tedavi için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne götürüldü. Burada bir süre kalan genç basketbolcuya Türkiye Basketbol Federasyonu’nun desteğiyle maaş bağlanarak ev verildi. İlaçlarını aksatan Şanlı, 2-3 ay önce pasaportunu alarak geldiği ve bir süre kaldığı Atatürk Havalimanı’na yeniden geldi. Şanlı her gün ABD uçuşlarını takip ediyor, adeta havalimanını evi gibi kullanıyor.
‘ABD’YE GİTMEK İSTİYORUM’
Genç basketbolcu, yaklaşık 1 aydan beri Dış Hatlar Gidiş Terminali’nde kontuarlar bölgesinde yaşamaya başladı. Burada bankların üzerinde uyuyan Mehmet Şanlı’nın yemek ihtiyaçlarını havalimanı personeli karşılıyor. Personele “Ben ABD’ye gitmek istiyorum San Francisco’da basketbol oynamak istiyorum beni ne olur oraya gönderin” dediği öğrenildi.
KARİYERİ GENÇ YAŞTA BİTTİ
2013 yılında 3 sezon boyunca Fenerbahçe Ülker altyapısında oynayan 1995 doğumlu Mehmet Şanlı daha sonra sarı lacivertli takımla karşılıklı olarak yollarını ayırdı. Sakarya’da düzenlenen ve Fenerbahçe Ülker’in 2. bitirdiği Genç Erkekler Türkiye Şampiyonası’nda 9.5 sayı, 12.2 ribaund ortalamalarıyla dikkat çekti. Ayrılık sonrası Beşiktaş Integral Forex forması giyen Mehmet Şanlı, daha sonra sırasıyla İBB, İTÜ, Final Gençlik, Muğla Ormanspor ve geçen sezon Bursa Nilüfer Belediyespor A Takımı formaları giymişti. (İSTANBUL/DHA)
http://t24.com.tr/haber/havalimaninda-kalan-basketbolcunun-agabeyi-anlatti-cocuklugumu-korkudan-gardiropta-gecirdim,593675


Havalimanında kalan basketbolcunun ağabeyi anlattı: Çocukluğumu korkudan gardıropta geçirdim


Mehmet Şanlı'nın bekleyişi devam ediyor

Bir dönem Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta basketbol oynayan 23 yaşındaki Mehmet Şanlı, aylardır Atatürk Havaalanı'nda yatıp kalkıyor ve NBA'de oynayacağını söyleyip ABD'ye gitmek istiyor. Yaşadığı psikolojik rahatsızlık nedeniyle aylardır Atatürk Havalimanı'nda yaşadığı ortaya çıkan Mehmet Şanlı'nın dramıyla ilgili perde arkası aralanıyor.

Bakan Bak ve Hidayet Türkoğlu'ndan Mehmet Şanlı açıklaması

Konuyla ilgili olarak Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ve Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu da Mehmet Şanlı’ya her türlü yardımı yapacaklarını açıkladı.
Mehmet Şanlı'nın ağabeyi Sertunç Özgüneş, Mehmet Şanlı'nın çocukluğu, basketbol hayatı ve rahatsızlığıyla ilgili Habertürk'ten Ahmet Hamdi Girgin'e konuştu. İşte Özgüneş'in ifadeleri:

"Çocukluğumu korkudan gardıropta geçirdim"

"Mehmet'le babalarımız farklı, annelerimiz aynı. Üvey babamın ismi de kardeşim gibi Mehmet Şanlı. Babam, bize ve anneme şiddet gösteriyordu. Ben çocukluğumu korkudan gardropta geçirdim. Mehmet, 3 yaşındayken üvey babam, boğazından tutup balkondan atmakla tehdit ediyordu. 16 yıl önce annemin burnunu kırdığı için ayrıldılar. Hatta annem ve üvey babamın boşanma davasıyla ilgili, o dönem 'rekor tazminat' haberleri çıkmıştı.
Bir dönem Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta basketbol oynayan 23 yaşındaki Mehmet Şanlı, aylardır Atatürk Havaalanı'nda yatıp kalkıyor ve NBA'de oynayacağını söyleyip ABD'ye gitmek istiyor. Yaşadığı psikolojik rahatsızlık nedeniyle aylardır Atatürk Havalimanı'nda yaşadığı ortaya çıkan Mehmet Şanlı'nın dramıyla ilgili perde arkası aralanıyor.

Boşanmalarından sonra annemle yaşamaya başladık. 12 yıl önce annem Bodrum'dan İzmir'e giderken trafik kazası geçirip hayatını kaybetti. Mehmet o zaman 11 yaşındaydı. Ufak bir depresyon yaşadı ama şu anki durumuyla alakası yok. Üvey babamın (Mehmet Şanlı) akıl ve ruh sağlığı yerinde değil, bu nedenle zaten ilaçlar kullanıyor. Babasından Mehmet’e geçen bir hastalık bu. Yaşı ilerledikçe ortaya çıktı.
Üvey babam, annemle boşanmalarından sonra Lena isimli Rus bir kadınla evlendi. Lena, Mehmet'i istemiyordu. Mehmet'e devamlı rahatsızlık veriyorlardı. Mehmet daha sonra basketbola yöneldi. Basketboldaki yeteneği sayesinde koleje girdi, burs alıp yatılı okumaya başladı. Daha sonra Fenerbahçe tarafından keşfedildi. Milli Takım'a seçildi. Hatta birkaç defa NBA'den izlemek için geldiler. Basketbol oynadığı dönemde üvey babam hep yanındaydı. Onun için altın yumurtlayan tavuk gibiydi. Annemden kalan mirası ve basketboldan kazandığı paraları, üvey babam ve Lena aldı. 50 defa Mehmet'e 'Kendine bir ev al' dedim. Hastalığı ortaya çıkınca üvey babam eve almadı. Babaannesi de istemedi, o da lüks bir yalı dairesinde oturuyor, Çeşme'de yazlıkları var. Üvey babamla Mehmet'i eve alması için konuştum, bana 'sen bak' dedi. Ben de onun kendi babası olduğunu, o varken üvey kardeşi olarak benim bakmamın mantıksız olduğunu söyledim. 'Karım istemiyor' dedi."

"8 ay önce görüştük, durumu çok kötüydü"

"8 ay önce dedemden kalan bir miras için dava vardı, orada bir araya geldik. Almanya'da yaşayan Cihan dayım da oradaydı. Babası, aklına 'Cihan'ın yanına git, orada yaşarsın' diye bir fikir soktu. Dayım da elinden bir şey gelmediği için 'tamam' dedi. Tabii ki Mehmet'i almadan gitti.
Durumu çok kötüydü, evime aldım. 1.5-2 ay kadar bende kaldı, üst kat ve alt kattaki komşuları rahatsız ettiği için tekrar babasına götürdüm. Kardeşimin durumuna üzüldüğüm için sert bir şekilde ona bakmasını söyledim, bıraktım orada. Sonra arkadaşlarım aradı, 'kardeşin 10 gündür kapının önünde, bankta yatıyor' dediler. Arkadaşlarım alıp otele yerleştirmiş, 1 haftalık ücretini ödemişler, cebine para koymuşlar.
Babası aklına girmiş, 'ABD'ye git, NBA'de oynarsın' demiş. O da Atatürk Havalimanı'na gitmiş, aylardır orada kalıyormuş. Ben haberlerde gördüm. Günlerdir hüngür hüngür ağlıyorum. Ben şu an Makedonya'da yaşıyorum. Maddi imkanım olsa hasta bakıcı tutarım, bakmaya çalışırım ama katma değer olabilecek durumum da yok. Devletin bir şekilde el atmasını talep ediyorum. Ciddi bir şekilde bakılmalı. Bir süre tedaviden sonra sahalara dönebileceğine inanıyorum.
Cihan dayım havaalanında olduğunu öğrenince Almanya'dan gelmiş, Türkiye Basketbol Federasyonu'yla bağlantıya geçmiş. Ömer Onan'la konuşmuşlar, ilgilenmiş. Ev tutmuşlar, maaş bağlamışlar. Ama onun problemi parayla ilgili değil, önüne trilyon koysanız bir işe yaramaz. Akli dengesi yerinde olmadığı için ev verilmesindense Bakırköy'de ya da bu tip bir hastanede bakıma ihtiyacı var. Devletin bu konuya el atmasını bekliyorum. Ben bu haberlerin üstünden kendime pay çıkarmak istemiyorum. Pırlanta gibi bir çocuk, kimseye zarar verecek değil. Havaalanında birine en ufak bir şey yapsa kim bu çocuğa sahip çıkacak?
Şu anda İstanbul'dayım, sabah saatlerinde havaalanındaydım. Mehmet'i bulmaya çalıştım ama bulamadım. Polislerin götürdüğünü söylediler."

Yardım etmek isteyenler TAV santralini aradı

Haber yapılmasının ardından, Türkiye’nin her yerinden duyarlı vatandaşlar TAV santralini arayarak Mehmet Şanlı’ya yardım etmek istediklerini söyledi. Yardım yapmak için hesap numarası isteyen birçok yardımsever, Şanlı’ya nasıl yardım edebileceğini öğrenmeye çalıştı. Mehmet Şanlı’nın yaşadığı dramın duyulmasının ardından, Atatürk Havalimanına gelen Fenerbahçe yetkililerinin yardım taleplerini kabul etmedi.

25 Mart 2018 Pazar

çocuk tacizciler

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/946680/iki_cocuk__8_yasindaki_kiza_mezarliktaki_kuyuda_istismarda_bulunup__videoya_cekti.html

İki çocuk, 8 yaşındaki kıza mezarlıktaki kuyuda istismarda bulunup, videoya çekti

Erzurum'un Aşkale ilçesinde 8 yaşındaki kız çocuğunu zorla götürdükleri mezarlık yakınında 170 santim derinliğindeki kuyuda cinsel istismarda bulunup, bu anları cep telefonuyla kaydetti. 13 yaşındaki E.G. 7, 15 yaşındaki arkadaşı Y.G. ise 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Olay, 23 Ağustos 2017'de Aşkale ilçesinde meydana geldi. İlkokul 3'üncü sınıf öğrencisi H.G.'nin dayısının torunu E.G. ile arkadaşı Y.G., küçük kıza cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla 24 Ağustos'ta tutuklanarak cezaevine konuldu. Y.G.'nin cep telefonunu inceleyen polis, cinsel istismarın kaydedildiği video ve fotoğraflar buldu. Küçük kızı 170 santim derinliğinde, 120 santim genişliğinde kuyuya indiren iki arkadaşın yaptıkları eylemleri saniye saniye kayda aldığı belirlendi.
'ANNE BENİ KURTAR'
E.G. ve arkadaşı Y.G. hakkında Erzururum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, ifadesine yer verilen anne, olayları kendi gözüyle gördüğünü bildirdi. Kendisinin bahçede oturuken evde olan kızının televizyon izlediği anda birden kaybolduğunu belirten anne H.G., şunları söyledi:
"Kızımın evde olmadığını fark edince evin önünden geçen 13-14 yaşlarındaki çocuklardan şüphelendim. Kızımı aramaya çıktım. Mezarlığın çevresine geldiğimde kızımın 'yapma' şeklinde söylediğini duydum. Sese doğru gittiğimde kuyunun içinde kızımı ve iki erkek çocuğunu gördüm. Kızım 'anne beni kurtar' diye bağırdı. Olayın nasıl olduğunu sorduğumda kızım 'E.G. eve girip televizyonu kapattı, kollarımdan tutup dışarı çıkardı. Dışarıda biri daha vardı o da eliyle ağzımı kapattı. Evin yukarısında bir kuyunun içerisine götürdüler' dedi. Kızıma bunları yapanlardan şikayetçiyim."
'SANA BİR SÜRPRİZİM VAR'
Olay günü internet kafedeyken E.G.'nin kendisini cep telefonuyla aradığını söyleyen Y.G., "Bana, 'Sana bir sürprizim var, mezarlığın olduğu yere git' dedi. E.G. kızı daha sonra buraya getirdi. E.G. bana daha önce de 2 ya da 3 kez kızla ilişkiye girdiğini anlattı" diye konuştu.
DNA'LAR UYUMLU ÇIKTI
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikyatri Anabilim Dalı'ndan verilen raporda E.G.'nin fiilin hukuki anlam ve sonuçları yaşıtları düzeyinde algılamasına ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmesine engel herhangi bir psikopatolojisinin olmadığı vurgulandı. Küçük kızın kıyafetlerinden alınan DNA örnekleri Trabzon Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'nde incelendi. Alınan sperm örneklerinin Y.G. ve E.G. ile uyumlu olduğu belirlendi.
'CEZAEVİ BİZE GÖRE DEĞİL'
Davanın dün görülen 3'üncü celsesinde karar çıktı. Son savunmaları alınan Y.G., "Olay nedeniyle çok pişmanım. 1 yıldır cezaevindeyim. Okuluma devam etmek istiyorum" derken, E.G. ise "Cezaevi bize göre bir yer değil. Tahliyemi istiyorum" diye konuştu.
YASAL ZORUNLULUK GEREĞİ CEZALAR DÜŞTÜ
Mahkeme heyeti, E.G.'yi 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan önce 18 yıl hapis cezasına mahkum etti. E.G.'nin eylemi birden fazla kişiyle işlediğini dikkate alan heyet, cezayı 27 yıla çıkardı. Suça sürüklenen çocuğun eylemi 15 yaşından küçük kıza karşı cebir kullanmak suretiyle işlediğini belirterek, 40.5 yıla yükseltti. Küçük kıza bu eylemleri E.G.'nin 3 kez yapması nedeniyle ceza 54 yıla çıkaran mahkeme, suça sürüklenen çocuğun 12-15 yaş aralığında olmasından 27 yıla indirdi. Yasa gereği bu yaş aralığındaki suça sürüklenen çocukların 7 yıldan fazla ceza verilememesi nedeniyle heyet, E.G.'nin cezasını 7 yılda bıraktı. Mahkeme heyeti, aynı suçtan Y.G.'ye verdiği 40.5 yıllık cezayı 15-18 yaş aralığındaki suça sürüklenen çocukların yasa gereği 12 yıldan fazla ceza alamaması nedeniyle bu şekilde bıraktı. Heyet, iki arkadaşın hükmen tutukluluk halinin devamına karar verdi.
SSÇ'LER İÇİN İNDİRİMLER AZALTILMALI
Hukukçular, cinsel istismar düzenlemelerinde suça sürüklenen çocuklar (SSÇ) için yasa gereği zorunlu indirimlerin de azaltılması gerektiğini bildirdi. Eylemde bulunan suça sürüklenen çocukların, hukuki anlamda olayların farkında olduğunu vurgulayan hukukçular, yasa gereği yapılan indirimlerin mağdur taraf ailelerini üzdüğünü belirtti.

vizyon filmi

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/947752/Sevgilisiyle_evlenebilmek_icin_FETO_senaryosuyla_esini_bosadi..._Kandirilan_kadin_hukuk_mucadelesine_basladi.html

Sevgilisiyle evlenebilmek için FETÖ senaryosuyla eşini boşadı... Kandırılan kadın hukuk mücadelesine başladı

Eşini rahat boşayıp 5 yıllık yasak aşkıyla evlenebilmek için kendisini 'FETÖ'cü gibi gösterip lehine protokol ile anlaşmalı olarak boşanan işadamı Hayri Uğur hakkında 29 yıllık eşi Hepşen Uğur şikayetçi oldu.

Eşinin tüm mal varlığına tedbir konulmasını isteyen Hepşen Uğur, eski eşinin "dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, sebepsiz zenginleşme, resmi belgede sahtecilik, hileli davranışlarla evlilik birliğini sonlandırma (boşanma)" suçlarından yargılanmasını istedi. Hepşen Uğur, savcılığa kızı ve oğlunu da aralarında bulunduğu 12 kişinin tanık olarak dinlenmesini istedi
Habertürk'ten Hayati Arıgan'ın haberine göre, Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı tekstilci Hayri Uğur (57), eczacı Hepşen Uğur'la (51) 29 yıl önce evlendi. Mersin'de 10 yıl kendi adını taşıyan eczaneyi işleten Hepşen Uğur, eşi Hayri Uğur ile tekstil işine girdi. 2 çocukları bulunan çiftin tekstil şirketi kısa sürede büyüdü, 200 milyon TL değerinde mal varlığına ulaştı.
DİNİ MOTİFLİ SÖYLEMLER
Hayri Uğur son 3 yılda "dini motiflerle süslenmiş söylemler ve kitaplar" eve getirmeye başladı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Hayri Uğur, arkadaşlarının FETÖ'cü olduğunu, kendisinin de himmet ödediğini belirterek tutuklanma ihtimalinin olduğunu söyleyerek eşi ve 2 çocuğunu korkuttu.

TUTUKLANAN ARKADAŞLARININ HABERLERİNİ AİLESİNE GÖSTERDİ
Kendisinin örgütten tutuklandığı takdirde tüm mal varlıklarına el konulacağını söyleyen Hayri Uğur, iddiaya göre 5 yıllık yasak aşkı ile rahatça evlenebilmek için hazırladığı senaryoyu devreye soktu. Hayri Uğur, arkadaşı olan Adanalı işadamlarının tutuklandığı yönündeki haberleri ailesine sürekli gösterdi. Ailenin yatırımlarını Amerika'ya taşıyacağını belirten Hayri Uğur, Hepşen Uğur'a kendi avukatı olan Tarkı S.'ye vekalet vermesini sağladı.
Çocuklarını da kağıt üzerinde boşanacakları yönünde ikna eden işadamı, lehine boşanma protokolü düzenledi. 15 Ocak'ta anlaşmalı boşanan Hayri Uğur'un senaryosu tıkır tıkır işliyordu. Hayri Uğur, ailesiyle boşanmamış gibi Whatts App'tan 'family' adlı gruptan yazışmalarına devam etti. Eşiyle evlilik yıldönümünü bile kutlayan işadamı, ailesini ABD Orlando'ya yerleştirdi. İstanbul'da lüks bir rezidansta bulunan 3 ofisini avukatı Tarık S.'ye devreden Hayri Uğur, şirtekleri için şoförüne de vekaletname verdi.
SEVGİLİSİYLE EVLENDİ 
Dolandırıldığını anlayan Hepşen Uğur, 16 Şubat'ta yargılamanın yenilenmesi davası açtı. Mahkeme Hayri Uğur'un nüfus kayıtlarına ihtiyati tedbir koydu. Ancak 'Fetöcüyüm' senaryosuyla 29 yıllık eşini 5 dakikada boşayan Hayri Uğur, 27 Şubat'ta yasak aşkı ile evlendi.
KIZI VE OĞLU DA ANNELERİNE TANIK OLDU
Hepşen Uğur İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak eski eşi ve Tarık S. hakkında suç duyurusunda bulundu. Hayri Uğur'un "dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, sebepsiz zenginleşme, resmi belgede sahtecilik, hileli davranışlarla evlilik birliğini sonlandırma (boşanma)" suçlarından cezalandırılmasını isteyen Hepşen Uğur, kızı ve oğlu ile birlikte 12 kişiyi tanık gösterdi. Halen Amerika'da yaşayan Hepşen Uğur korkutma, yalan söyleme, hile ile mal varlığında zenginleştirme yaratarak kendisini ve çocuklarını dolandırdığını ileri sürdüğü Hayri Uğur'un mal varlığınada ihtiyati tedbir konmasını istedi.

Japonya'da hapse girmek için suç işleyen yaşlılar

https://www.cnnturk.com/turkiye/japonyada-yaslilar-parali-huzur-evi-yerine-cezaevini-tercih-ediyorlar

Japonya’da yaşlılar paralı huzur evi yerine cezaevini tercih ediyorlar

24 Mart 2018 Cumartesi

sarılma merkezi

Oregon’daki bir sarılma merkezinde, müşteriler menüdeki 72 farklı sarılma seçeneğinden birini ısmarlayabiliyor. Bunlar arasında ‘Timsah’, ‘Anne Ayı’ ve daha az çekici olan ‘Tarantino’ var. Japonya’da geliştirilen ‘huzur sandalyesi’ isimli icat, oturduğunuzda yumuşak kolları ile sizi sarmalıyor.

19 Mart 2018 Pazartesi

https://www.birgun.net/haber-detay/gerekli-adimlar-atilmazsa-tablo-daha-da-agirlasacak-en-buyugu-12-yasinda-olan-uyusturucu-bagimlisi-cocuklar-208490.html

Gerekli adımlar atılmazsa tablo daha da ağırlaşacak: En büyüğü 12 yaşında olan uyuşturucu bağımlısı çocuklar
19.03.2018 07:05 GÜNCEL
Konuştuğumuz çocuklar “Şu an uyuşturucu bulmak istesen en fazla 30 dakikada istediğin uyuşturucuyu bulursun, o kadar kolay ki. Tarlabaşı, Sarıgöl, Okmeydanı, İstiklal, Bağcılar her yerde satılıyor” diyerek yaşanan durumu özetliyor
MELTEM YILMAZ @meltemmmylmz
Yaşları 8, 9, 10, 12. Onlar, Türkiye’nin gizlenen gerçeği, çocuk bağımlılar. Ara sokaklarda, köprü altlarında, otobüs duraklarında yığılıp kalıyor, ölümle yaşam arasında, birilerinin onları kurtarmasını bekliyorlar. Hikâyeleri, küçük bedenleri ile kıyaslanamayacak kadar ağır. Hepsinin ortak noktası, gözlerinde sönen ışıkta saklı.

Sokaklarda yaşayan çocuk bağımlılarla konuştuk... Her birinin tüyler ürpertici hikâyesi var.

Şimdi, çocuk bağımlılar anlatıyor...
12 yaşındaki A.U: Babamın öldürüldüğü gün baliye başladım
»Seni tanıyabilir miyiz?

Adanalı’yım, Okmeydanı’nda oturuyoruz, 3 erkek bir kız kardeşim var. Babam, 2014 yılında, Dragon Festivali sırasında, kendisine küfreden bir güvenlik görevlisine küfürle cevap vermesi nedeniyle, o güvenlik görevlisi tarafından, gözümün önünde boğazı kesilerek öldürüldü. Sonrasında katil ceza bile almadı. Ben o zamana kadar okula gidiyordum ama bıraktım, soğutmacıda çalışmaya başladım. Ayda 600 kazanıyor, o parayı eve bırakıyordum.
»Maddeye ne zaman ve nasıl başladın?
Babam öldükten sonra çok üzüldüm. Annem de bizi şımardığımızda çok dövmeye başlamıştı. Ben de öyle zamanlarda Taksim’e geliyordum. Bayram sokakta arkadaşlarla tanıştım. Bali, tiner, bonzai, hap, ne bulurlarsa içiyorlardı. Ben de onlarla birlikte önce bali, sonra bonzai, sonra da diğer maddeleri içmeye başladım. Parayı, Taksim’de sinyal çekip buluyoruz. İnsanlardan para istemeye utanmıyorum. Böyle böyle günde 30- 40 lira kazanıyorum. Para istediğimiz insanların bazısı iyi bazısı kötü davranıyor bize. Hatta bazısı dayak bile atıyor. Geçen gün üstümüze soğuk su döken bile oldu. Yine de eve pek gitmeyi istemiyorum çünkü annem bazı günler kafamın güzel olduğunu anlıyor.
»Arkadaş ortamınızda, uyuşturucu kullandığınızda neler yaşıyorsunuz? 
Uyuşturucu kullandıktan sonra hiçbir şey hatırlamıyorsun. O sırada her şeyi yapabilirsin ve hatırlamazsın. Ben hırsızlık yapıyorum bazen, ayakkabım yoksa ayakkabı çalıyorum. Yaralama, öldürme olayları da yaşanıyor bazen kafayı bulunca.
»Nasıl?
Mesela geçen gün üç kişi oturuyorduk. Yanımdaki iki kişi kavgaya tutuştu. Kavga büyüdü, biri diğerini yere yatırdı, kafasına bıçakla vurmaya başladı. Saydım, tam altı kere bıçakla vurdu ve kaçtı. Sonra da yakalanmadı. Bonzai bağımlıları içmesem ölürüm diye düşünüyorlar. O yüzden 1- 2 lira için arkadaşlarını öldürüyorlar.

»Arkadaş çevrende kullananlardan aynı zamanda satanlar da vardır herhalde. Satmaya, kim, nasıl ikna ediyor sizi?
Dışardan ortamımıza geliyorlar. Yanımıza oturup sigara uzatıyorlar. Konuşmaya başlıyorlar. “Biz sizin uyuşturucu masrafınızı hallederiz, cebinize para da koyarız, siz sadece polis gelince bize haber verin” diyorlar. Öyle ikna ediyorlar.
»Çok kullanan var mı ?
Çok fazla. Benim başladığım zamana bakıyorum, şimdiye bakıyorum, çok fazla olmuş. Şu an uyuşturucu bulmak istesen en fazla 30 dakikada istediğin uyuşturucuyu bulursun. Bir kontrolü yok. Tarlabaşı, Sarıgöl, Okmeydanı, İstiklal, Bağcılar her yerde satılıyor.
»Gelecek için ne hayal kuruyorsun? Tedavi olmak ister misin?
Maddeden ölen çok arkadaşımız var. Ben de geçen gün bayılmışım, burnum kanamış. Bonzai içen en fazla 10 yıl yaşar biliyoruz ama ben bağımlı değilim. Devlet, babamın katiline ceza vermedi ya devletin beni tedavi etmesini istemem. Ben maddeyi istediğim zaman bırakırım.
gerekli-adimlar-atilmazsa-tablo-daha-da-agirlasacak-en-buyugu-12-yasinda-olan-uyusturucu-bagimlisi-cocuklar-440457-1.

“Bali, bonzai, hap, hepsini içiyoruz”
S.Ş ve E.Ş, madde bağımlısı iki kardeş. S.Ş 10, E.Ş ise 8 yaşında. Babalarının annelerini öldürmesinden sonra uyuşturucu ile tanışmışlar. Bali ve bonzai kullanıyorlar.
»S.Ş sen nasıl başladın maddeye?
1 sene önce, heveslendim öyle başladım. Babam annemi vurdu. Annem öldü, babam hapse girdi. Ondan sonra başladım. Kullanan arkadaşların yanına gittim bana da verin dedim. Geçmişte evde her zaman mutluydum ama annemin ölmesi kötü oldu. Bali, bonzai, hap hepsini kullanıyorum. Şimdi bize nenem ve dedem bakıyor ve içtiğimi anlamıyorlar.
»Ne hissediyorsun içtiğinde?
İlk içtiğimde başım döndü sonra bayılmışım. Uyandığımda kafam geçmişti. Bonzayi 5- 6 kere içtim sonra hapa geçtim. İçtiğimde annem varmış gibi oluyor. Halüsinasyon görüyorum. Bazen evler üstüme üstüme geliyor sinirleniyorum. Ama genelde iyi hissediyorum.
»Okulda anlamıyorlar mı?
Okulda içmiyorum ki. Okulda, benim gibi kullanan arkadaşlarım da var. Biz kullananlar ayrı bir grup oluyoruz. Ama okulu aksatmıyorum. Ödevlerimi de yapmaya çalışıyorum. Okulu sonuna kadar okuyacağım.
»İçmediğinde ne hissediyorsun?
Artık alışkanlık oldu, vücudum istiyor. Ben içmek istemiyorum aslında, bırakmak istiyorum. Zaten insanlar da bize kötü davranıyor. Yoldan geçenler ‘Siz ne yapıyorsunuz’ diyor, ben de ‘Bırakmaya çalışıyorum ama bırakamıyorum’ diyorum. Babam duysa bizi öldürür. Babamı görmeye gidiyoruz bazen, bizi çok seviyor, biz de onu seviyoruz. Babam 23 yıl yedi. Daha 15 senesi var.

E.Ş: Bali çekince annemi görüyorum
»E.Ş, sen 8 yaşındasın. Uyuşturucu kullanmaya ne zaman, kiminle başladın?
7 yaşında sigaraya başladım. Sonra bali ve hap içtim. Babam annemi vurduktan sonra abimle takıldık, onunlayken içtim. Şimdi tek bali içiyorum bir de çakmak kokluyorum.
»İçince ne yapıyorsun?
Diskodaymış gibi hissediyorum kendimi. Rap yapıyorum. Rap yapmayı bilgisayarda öğrendim. Evde abimle bilgisayarı açıp rap izliyoruz. Bazen de içince halüsinasyon görüyorum.
»Neyin halüsinasyonunu görüyorsun?
Anneme çok üzüldüm. Uyuşturucu alınca annemi düşünüyorum.
»İçince arkadaş ortamınızda neler yapıyorsunuz?
Kışın sokakta olmak zor oluyor. Genelde en çok baliyi kim çekecek yarışması yapıyoruz. Bir, iki, üç deyip çekiyoruz baliyi. Birinci olana bir paket sigara veriyoruz. Beni bir kere zikire götürdüler, kendilerine şiş sokuyorlardı, korktum kaçtım.
»Ama böyle uyuşturucu kullanarak nereye kadar devam edebilirsin? Bu madde sana zarar vermiyor mu?
Veriyor ama ben zaten ilerde şehit olmak istiyorum. Belki uyuşturucuyu bırakıp nargile içmeye başlarım. Evet maça gidince nefesim kesiliyor. Çok koşamıyorum. Eskiden daha fazla koşardım.

9 yaşındaki H.I:Kalbim delik bırakmak istiyorum
»H.I sen ne zaman başladın?
Ben ilk sigaraya 6 yaşında başladım, babamdan gördüm. Ondan hoşuma gitti. Babam hamal. 7 yaşımda da baliye başladım. Her Allah’ın günü kullandım. 5 tüp kullandım günde. Sonra bonzaiye başladım. Bir kere yerde bonzai buldum içtim 5 saat sonra zor kendime getirdi arkadaşlar.
»Ailen anlamıyor mu? 
Geç gidiyorum eve, babam nerdeydin diyor, geziyordum diyorum. Evde kavga gürültü eskiden çok oluyordu, artık olmuyor. 5 kardeşiz bir tek ben kullanıyorum. Bazen kendi kendime konuşuyorum, bırakacağım diyorum. Tedavi olsam iyi olur çünkü kalbim delik. Bali içince ayakta duramıyorum. Keşke hiç içmeseydim diyorum.
»Sen büyüyünce ne olmak istiyorsun?
Ben de ilerde asker olmak istiyorum. Ben de şehit olmak istiyorum vatanım için. Ama şu an okula gitmiyorum çalışıyorum. Mutfak dolap işleri yapıyorum. Ayda 400 alıyorum günde 7 saat çalışıyorum.
»Neden gitmiyorsun?
Ben kendim istedim çalışmayı. Okula giderken çok kavga oluyordu, sonra müdür yardımcısı bana “Bir daha gelme” dedi. Annem de, “Bu sene çalış seneye seni okula tekrar sokacağım” dedi. Çalışmayı çok istemiyorum çünkü yoruluyorum.
»Kendini diğer çocuklardan farklı hissediyor musun?
Hayır. Benim 7 yaşında arkadaşım bile bali çekiyor. Ama ben tedavi olmak istiyorum çünkü kalbim yüzünden öleceğim. Kurtulmak istiyorum.

5 Mart 2018 Pazartesi

Kan tahliline gitti, şizofren çıktı

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/937823/Kan_tahliline_gitti_sizofren_cikti___Onun_yerine_oy_bile_kullandim_.html

Kan tahliline gitti şizofren çıktı! 'Onun yerine oy bile kullandım'

İzmir'in Karşıyaka ilçesinde yaşayan Mehtap Akkaya, muayene olmak için gittiği hastanede kan tahlili yaptırmak isterken, şizofreni ve diyabet hastası olduğunu öğrendi. Evrakları inceleyen Akkaya, raporları görünce büyük şaşkınlık yaşadı. Olayı araştıran Akkaya, kimlik numarasının aynı isimde başka bir kadına verildiğini öğrendi. Kimlik numarasının verildiği kişinin şizofreni ve diyabet hastası olduğu için mağdur olduğunu söyleyen Akkaya, farkında olmadan o kişinin yerine oy bile verdiğini belirterek hatanın düzeltilmesini istedi.


Karşıyaka'da yaşayan evli ve bir çocuk annesi tıbbi mümessil Mehtap Akkaya, 2012 yılında Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne muayene olmak için gitti. Doktorun kan tahlili istemesi üzerine kan alma birimine giden Akkaya, burada yaptırdığı tahlil sonucu diyabet hastası olduğunu öğrendi.
Diyabet hastası olmadığını söyleyen Akkaya'ya, doktorlar kayıtlarda hem diyabet raporu hem de şizofreni raporunun bulunduğunu söyledi. Yaşadığı olay karşısında büyük şaşkınlık yaşayan Akkaya, hastane evraklarını incelediğinde ikinci kez şok yaşadı. Diyabet ve şizofreni raporlarındaki kimlik numarasının ve ismin kendisinin olduğunu gördü.
Olayı araştıran Akkaya, raporlardaki kişinin 2004 yılında Alsancak'ta polis tarafından sokakta bulunan kimsesiz bir kadın olduğunu öğrendi. Polisin bulduğu kadının adının Mehtap Akkaya olduğunu ancak kimliğinin olmadığını söylemesi üzerine çıkartılan kimliğe Mehtap Akkaya'nın kimlik numarasının verildiği ortaya çıktı. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından Basın Sitesi Huzurevi'ne yerleştirilen kadınının yanına giden Akkaya, buradaki kadına 'Sen kimsin' diye sorduğunda 'Ben Mehtap Akkaya'yım cevabını aldı. Raporlardaki kişinin bu kadın olduğunu anlayan ve Karabağlar Nüfus Müdürlüğü'ne başvuran Akkaya, kimlikte yapılan hatayı düzelttirdi. Huzurevinde yaşayan 57 yaşındaki Mehtap Akkaya'ya yeni bir kimlik verildi. Kimlikte düzeltilen hatanın SGK kayıtlarında düzeltilmediğini söyleyen Akkaya, diğer kadın gibi kendisinin de şizofreni ve diyabet hastası olarak göründüğünü belirtirerek, şunları söyledi:
"2012 yılında hastaneye gittiğimde yapılan hatanın farkına vardım. Şizofreni ve diyabet hastası olmadığım halde hastaneden rapor aldığım görülüyordu. Kadını buldum ve nüfus memurluğuna giderek hatayı düzelttirdim. Ancak hastaneye gittiğimde hala raporlu yani şizofreni ve diyabet hastası görünüyorum. Ben rahatsızlansam ve hastaneye baygın olarak gitmiş olsam, bana normal insana müdahale ettikleri gibi davranmayacaklar. Diyabet hastası olmadığım halde insülin bile yapabilirler. Ben sürekli araç kullanan biriyim. Trafikte polis durdursa ya da işyerim benden rapor istese şizofreni hastası olduğum için işimden olurum. Bu hata nasıl yapıldı bilmiyorum ama bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Ayrıca bu kişi 2004 -2012 yılları arasında benim sağlık haklarından yararlanmış. Bankadan benim adıma para çekip, suç bile işleyebilirdi. Hatayı yapanlardan şikayetçi olacağım."
O KİŞİNİN YERİNE OY KULLANMIŞIM
Kimlik numarasının diğer kadına verildiği tarihten 2012 yılına kadar iki seçimde Karşıyaka'da oturmasına rağmen Karabağlar'daki Huzurevi'nde oy kullandığını belirten Akkaya şunları söyledi:
"Kimliğimin o kadına verilmesinden hatayı fark ettiğim tarihe kadar iki seçimde huzurevinde oy verdim. Üstelik ikametgahım Karşıyaka'da olmasına rağmen. Ben seçim dönemleri böyle hataların yapılabileceğini düşünerek hiç üzerinde durmadım. Oyumu kullandım. Sonradan anladım ki bu kişinin yerine oy kullanmışım."























ZATEN HASTANEDE YATIYORSUN
Hatanın nüfusta düzeltildiğini ancak SGK kayıtlarında aynı kalmasından dolayı sürekli mağdur olduğunu ifade eden Akkaya, "Şubat ayı içerisinde mamografi çektirmek için Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittim. Kayıt yaptırmak istediğim sırada bana bir hafta önce ameliyat olduğumu ve hastanede yattığımı söylediler. Beni hastaneye kabul etmediler. Anladım ki diğer Mehtap Akkaya ameliyat olmuş ve hastanede yatıyor. Bu hata yüzünden sürekli mağdur oluyorum" diye konuştu.




4 Mart 2018 Pazar

Suudi Arabistan'da düzenlenen iç güzellik yarışması

https://listelist.com/onemli-olan-ic-guzellik/?utm_source=facebook&utm_medium=social&utm_campaign=listelist

Suudi Arabistan’da Ahlak Kraliçesinin Seçildiği ‘Önemli Olan İç Güzelliği’ Yarışması

2 Mart 2018 Cuma

beş gün boyunca ölü annesiyle yaşayan kadın

https://www.youtube.com/watch?v=gRXXZC55Tsc

film



Felçli kadın, 30 yıl annesinin cesediyle yaşadı

Ukrayna'da komşularının ihbarı üzerine yaşlı bir kadının evine giden polisler, 30 yıllık cesetle karşılaştı. İngiliz Daily Mail gazetesine yer alan habere göre Mykolaiv kentinde güvenlik güçleri, 77 yaşındaki bir kadını annesinin mumyalanmış cesediyle yaşarken buldu. Polis, cesedin çöplerle kaplı evde en az 30 yıldır bulunduğunu düşünüyor.

Olay yerinde çekilen fotoğraflarda, bir sofada yatan cesedin yanı başında dini resimler görülüyor. Üzerinde beyaz bir kıyafet olan mumyanın ayaklarında ise mavi ayakkabıyla yeşil çorap var. Habere göre; polis eve girdiğinde, felçli olduğu ifade edilen yaşlı kadın, yerde yatıyordu ve acil yardıma ihtiyacı vardı.

Polis raporunda, evde elektrik, doğalgaz ve su bulunmadığı yazılırken, kadının tek başına yaşadığı, komşularıyla iletişim kurmadığı ve kapısını kimseye açmadığı ifade edildi.

01 Mart 2018 12:52

küçük bir not

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cevre/936627/Kuslar_konmasin_diye_yuva_yaptiklari_dallari_kestiler.html

Kuşlar konmasın diye yuva yaptıkları dalları kestiler

Tunceli Askerlik Şubesi'nin bahçesindeki büyük kavak ağacının dalları, üzerinde çok sayıda yuvası bulunan kargaların çevreye rahatsızlık verdiği gerekçesiyle kesildi.

Çarşı merkezi Okular Caddesi üzerindeki askerlik şubesinin bahçesinde bulunan büyük kavak ağacının dalları, itfaiye ekipleri tarafından kesildi. Kavak ağacının dalları üzerinde çok sayırda karga yuvası bulunduğu, sık sık ağaç dallarına konarak çıkardıkları seslerle çevreye rahatsızlık verdiği gerekçesiyle kesildiği öğrenildi.  Kavak ağacının dalları kesilirken, yuvadaki kargaların havada uçuştuğu görüldü.
Şikayet etmişler
Belediye yetkilileri yuvaların bulunduğu kavak ağacına yakın bazı iş yeri sahipleri ile evlerde oturanların karga sesinden rahatsız olduklarını ve belediyeye şikayet ettikleri için kavak ağacının dallarını kestiklerini belirtti.

5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de yaşıyor

 https://www.gazeteduvar.com.tr/5-yil-sonra-komadan-uyandi-ama-1980de-yasiyor-galeri-1730230?p=7 5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de ...