İzleyiciler

31 Aralık 2018 Pazartesi

Kocasını E-bay'de 18 Euro'ya Satışa Çıkardı

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1186933/Kocasini_eBay_de_18_Euro_ya_satisa_cikardi.html

Kocasını eBay'de 18 Euro'ya satışa çıkardı

Almanya'da bir kadın, yedi yıldır evli olduğu kocasını 'hayata olumsuz bakmasından bıktığı' için internet sitesi eBay'da 'satılığa çıkardı'. Kadının ilanınan alıcı çıkmadı.
Almanya'da bir kadın yedi yıllık kocasını, açık artırma sitesi eBay'de 18 Euro'ya 'satışa çıkardı'.
'Dörte L" kullanıcı adlı 40 yaşındaki Hamburglu kadın "Kullanılmış Koca" başlıklı ilanında "hayata olumsuz bakmasından bıktığı için eşini satmaya karar verdiğini, fiyatın pazarlığa açık olduğunu, ancak takas istemediğini' yazdı.

Müşteri çıkmadı

'Noel'de artık kocasıyla birbirine ait olmadıklarını fark ettiğini' söyleyen kadının ilanına alıcı çıkmadı.
Hamburger Abendblatt gazetesine konuşan 'Dörte', "Çok olumlu tepkiler aldım. Amacım dramatik bir şey yapmak değil, eğlenmekti. Kocam ilan verdiğimi haberi yerel gazetede görünce öğrendi " dedi.
Kadın, 18 uğurlu sayısı olduğu için fiyatı 18 Euro olarak belirlediğini anlattı.

Bir Yıldan Uzun Süre Eşinin Cesediyle Yaşadı

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2018/12/21/bir-yildan-uzun-sure-esinin-cesediyle-yasadi/

Bir yıldan uzun süre eşinin cesediyle yaşadı

Japonya'da 74 yaşındaki bir adamın, eşi olduğunu söylediği ölü bir kadınla bir yıldan uzun süredir birlikte yaşadığı ortaya çıktı. Ceset, adamın yıkım kararı nedeniyle evi terk etmesi üzerine bulundu.


13 Aralık 2018 Perşembe

Paradan Nasıl Sıkılınır?

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1169463/Sistem_hatasi_sayesinde_bankamatiklerden_4_5_ayda_yuz_binlerce_dolar_cekti___Rock_yildizi_gibiydim_.html

Sistem hatası sayesinde bankamatiklerden 4,5 ayda yüz binlerce dolar çekti: 'Rock yıldızı gibiydim'

Avustralya'nın Victoria eyaletinde, 32 yaşındaki Daniel Saunders adlı bir barmen bankamatiklerdeki sistem hatasını keşfederek 4,5 ayda 1,6 milyon Avustralya doları (yaklaşık 1 milyon 160 bin ABD Doları) çekti. Saunders bir yıl hapis yattıktan sonra "rock yıldızları" gibi bir hayat sürdüğünü söyleyerek, "Pişman değilim. O günleri özlüyorum" dedi.
Yayınlanma tarihi: 13 Aralık 2018 Perşembe, 18:03
Reuters-Avustralya'da para çekme makinaları
Avustralya'nın Victoria eyaletinde, 32 yaşındaki Daniel Saunders adlı bir barmen bankamatiklerdeki sistem hatasını keşfederek 4,5 ayda 1,6 milyon Avustralya doları (yaklaşık 1 milyon 160 bin ABD Doları) çekti. Saunders bir yıl hapis yattıktan sonra "rock yıldızları" gibi bir hayat sürdüğünü söyleyerek, "Pişman değilim. O günleri özlüyorum" dedi.
Saunders, bu süre içinde parayı özel uçaklarla gittiği lüks tatillerde ve kumarda harcadı. Hapisten çıktıktan sonra yaşadıklarını Avustralya'da yayımlanan Daily Telegraph gazetesine anlattı.
Barmen, Şubat 2011'de bir gece, para çekmek için saati 22 Avustralya dolarına çalıştığı pub'ın yakınlarındaki National Avustralia Bank'a ait para çekme makinesine gitti. Hesapta parası olmadığını fark etti.
Saunders, kredi kartından mevduat hesabına 200 dolar aktardı.
Parayı çektikten sonra ekranda "İşlem iptal edildi" yazısı belirdi. Saunders, daha sonra, bu paranın kaydının ekstrede görünmediğini fark edince önce 500 sonra da 600 dolar çekti.
Aynı bankamatikten bir hafta içinde 20 bin dolar para çeken Saunders, kendi ifadesiyle "rock yıldızları" gibi bir hayat sürdü.
90 bin dolara özel uçak kiralayarak Pasifik'teki bir adaya tatile giden Saunders, bu yolla off-shore hesaplara milyonlarca dolar para transfer etme hesapları yaparken bir daha ailesini göremeyeceği ve her yerda aranan uluslararası bir suçlu olacağı endişesiyle bankaya durumu bildirme kararı aldı.
'Beyaz ve şişman bir Kanye West gibiydim'
"4,5 ay içinde şişman ve beyaz bir Kanye West gibi bir hayat sürdüm" diyen Saunders, daha sonra kumar alışkanlığının nüksettiğini, psikolojisinin bozulduğunu ve anksiyete nöbetleri geçirmeye başladığını anlattı.
2015'te bir yıl hapis cezasına çarptırılan Saunders ardından 18 ay kamu hizmeti yaptı.
Saunders'in bankaya 250 bin dolar borcu olduğu belirtiliyor.



İki rahibe 500 bin dolar çalıp Las Vegas'ta kumar oynadı

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2018/12/11/iki-rahibe-500-bin-dolar-calip-las-vegasta-kumar-oynadi/

İki rahibe 500 bin dolar çalıp Las Vegas'ta kumar oynadı

ABD'de iki Katolik rahibe, çalıştıkları okuldan 10 yıl içinde 500 bin dolar çaldı. Rahibeler parayı Las Vegas'ta kumara harcadı.
DUVAR – ABD’de iki Katolik rahibe, çalıştıkları okuldan yaklaşık yarım milyon dolar çalarak, bu parayı Las Vegas’ta kumarda ve tatillerde harcadıklarını itiraf etti. En iyi arkadaş oldukları belirtilen Mary Margaret Kreuper ve Lana Chang, Los Angeles’taki St. James Katolik Okulu’nda çalışıyorlardı.
10 YIL İÇİNDE ÇALDILAR
Rahibelerin 500 bin dolar (yaklaşık 2 milyon 600 bin Türk Lirası) civarındaki parayı 10 yıllık süreç içerisinde çaldıkları belirtiliyor. Rahibelerin bu parayı okul ücreti, bağışlar ve diğer ödemelerden aldıkları kaydediliyor. Los Angeles Başpiskoposluğu, paranın kayıp olduğunun rutin bir denetim sırasında fark edildiğini açıkladı. Aileler, okulun papazı Michael Meyers’in 28 Kasım’da gönderdiği mektupla olaydan haberdar oldu. Her iki rahibenin de bu yılın başında okuldan emekli oldukları açıklandı.
Mary Margaret Kreuper emekli olana kadar 29 yıl boyunca okul müdürü olarak görev yapmıştı. Chang ise 20 yıl boyunca bu okulda öğretmen olarak çalıştı.
‘AF DİLİYORLAR’
Fransız haber ajansı AFP’nin gördüğü mektupta, Kreuper ve Chang’ın okul fonlarından kişisel kullanımları için “azımsanmayacak miktarda” para aldıkları ve Kreuper’in emekliliğinin ardından yapılan rutin bir denetim sırasında durumun fark edildiği kaydediliyor. Meyers mektubunda, “Rahibe Mary Margaret ve rahibe Lana size durumu ve yaptıkları için hissettikleri derin pişmanlığı anlatmamı istediler. Sizden af diliyorlar ve dualarınızı bekliyorlar” ifadelerini kullanıyor.
Meyers mektubunda ailelerden eğitim kurumuna ve öğretmenlere güvenlerini kaybetmemelerini de istiyor. Meyers, iki rahibeye dava açmak istemediklerini de sözlerine ekledi.
Los Angeles Başpiskoposluğu medya ilişkileri sorumlusu Adrian Alarcon ise olayın üstünü kapatmak istemediklerini ve şikayetçi olacaklarını söyledi. Rahibelerin, okul adına verilen çekleri, okul hesabı yerine kişisel hesaplarına bozdurarak bu yolsuzluğu gerçekleştirdikleri belirtiliyor. Meyers, mektupta iki rahibenin çaldıkları toplam miktarın belirlenmesi için yapılan incelemede işbiriliğinde bulunduklarını da söyledi. (BBC Türkçe)

Hayaletle Evlenip Boşandı

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1165375/300_yasindaki_hayaletle_evlenen_kadindan_ayrilik_aciklamasi.html

300 yaşındaki hayaletle evlenen kadından ayrılık açıklaması

1700'lü yıllarda yaşayan bir korsan hayaletiyle evlenen İrlandalı kadın 'eşinden' ayrıldığını söyledi.
Yayınlanma tarihi: 10 Aralık 2018 Pazartesi, 12:05
İrlanda'nın doğu kıyısında bulunan Drogheda kasabasında yaşayan 46 yaşındaki Amanda Teague, 1700'lü yıllarda idam edilen ve bu yılın başlarında evlendiği Jack isimli Haitili korsan hayaletinden ayrıldığını duyurdu.
300 yıl önce açık denizlerde korsanlık yapan, daha sonra da yakalanıp idam edildiği bilinen Jack isimli Haitili bir korsanın hayaletiyle evlenen Drogheda, düğünü İrlanda kıyılarındaki uluslararası sularda bir teknede düzenlemişti. The Irish Mirror'da yer alan habere göre evliliğin üzerinden daha bir yıl geçmeden 'çift' ayrıldı.
[Haber görseli]















Sosyal medyada hayaletten ayrıldığını duyuran Drogheda, "Herkesin, evliliğimin bittiğini bilme zamanı geldiğini hissediyorum" diye yazdı.
Zamanı gelince her şeyi açıklayacağını belirten Drogheda, "Şimdilik söylemek istediğim tek şey, ruhani varlıklara bulaşırken çok dikkatli olmalısınız, öylesine bulaşacağınız bir şey değil" diye ekledi.
Karayıp Korsanları filminin hayranı Drogheda, daha önce Johhny Depp'in canlandırdığı Kaptan Jack Sparrow'a benzmek için 4.000 sterlin harcadığını söylemişti.

9 Aralık 2018 Pazar

Don Kişot'ça...

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/1162668/Don_Kisotlar_olmez.html

Don Kişotlar ölmez

Brezilya, Balıkçı Kral, 12 Maymun’un yönetmeni Terry Gilliam, Miguel de Cervantes’in başyapıtı Don Kişot’tan serbest uyarladığı Don Kişot’u Öldüren Adam filmine 1990’da başladı. Tıpkı Mançalı Don Kişot gibi Gilliam da o kadar çok serüven yaşadı ki, komedi- dram-fantastik-epik filmi ancak 28 yıl sonra izleyiciyle buluşabildi. Dünyanın adil, ideal, iyi bir yer olması için Terry Gilliam gibi Don Kişotlara gereksinimi var.
Yayınlanma tarihi: 7 Aralık 2018 Cuma, 10:45



















Miguel de Cervantes’in Don Kişot’u roman dünyasında bir başyapıttır. Don Kişot çifte kimliklidir. Mança yöresinde herkesin saydığı sevdiği Alonso Quijano ilk, ideallerin peşinde koşan kahraman şövalye Don Kişot ikinci kimliğidir. Bir gün bu soylu mülk sahibi okuduğu romantik çağ şövalyelerinin serüvenlerinden etkilenerek onlara özenip zırhlanır, kılıçlanır, atı Rosinante’ye atlayarak yollara düşer, yanına sadık uşağı Sancho Panza’yı da katar. Yeldeğirmenlerine, çobanlara, makinelere, şarap tulumlarına saldırır, kötüler ve kötülüklerle savaşır, köylü kızı Dulcinea’ya sevdalanır. Saf, temiz ruhlu şövalye insanlığı kurtarmak istemektedir. Kötülüğün artık doğa üstü olmadığının ayrımına varamaz. Kötüler, yozlaşmış, ruhlarını satmış, onursuz, çıkar ve erk düşkünü güçlülerdir. Don Kişot ise tutkulu, erişilemez düşlerin ve umutların peşinde koşan bir idealisttir.



















‘Don Kişot ölmedi, bugün de yaşıyor’
İlhan Selçuk, 21 Aralık 1996 tarihli yazısında Don Kişot için şunu yazmıştır:” Don Kişot, 1605’te doğdu. Doğar doğmaz büyük ilgi gördü. Nesini sevdik bu adamın ? Kimi zaman güldürdü, kimi zaman üzdü, kimi zaman düşündürdü. Kuşaktan kuşağa dilden dile aktarıldı. Bir deyime dönüştü ; bugün her kim boyundan büyük bir Işe kellesini koymaya kalksa hemen uyarılır: - Don Kişotluk etme ! Tuhaftır ; insanları gözünü kırpmadan harcayan bir dünyada yaşıyoruz ; ama bu dünyanın katı gerçekleri nice kişiliği un ufak edip unuttururken Don Kişot ölmedi, öldürülemedi ; bugün de yaşıyor”.
















Cervantes ile Don Kişot
Miguel de Cervantes’le Don Kişot arasında benzerlikler çoktur. Modern Avrupa’nın ilk romanı sayılan, bugüne dek yayınlanmış en iyi kurgusal yapıtlardan biri olan Don Kişot, Ortaçağ şövalyeliğinin sonunu, trajedisini, inandığı değerler uğruna savaşan, iyi niyetinden ötürü hapse giren Miguel de Cervantes’in düşkırıklarının simgesidir.














Don Kişot Terry Gilliam
Ünlü Monty Python grubundan, Brezilya (1985), Baron Munchausen’in Maceraları (1988), Balıkçı Kral (1991), 12 Maymun (1995) filmlerinin yönetmeni Terry Gilliam, Don Kişot’un serbest uyarlamasını 1990’da yapmaya karar verir. 12 milyon dolarlık bir bütçeyle Don Kişot’un çağdaş versiyonuna girişir. Don Kişot’u Jean Rochefort, Sancho Panza’yı Johnny Depp oynamaktadır. Çekimin ikinci gününde beklenmedik bir kasırga tüm dekorları yerle bir eder. Beşinci gün Jean Rochefort hastalanır, Paris’e geri döner. Altıncı gün yapımcı çekimin ileri bir tarihe ertelendiğini açıklar.
Terry Gilliam, Don Kişot’u Öldüren Adam projesinden hiç vazgeçmez. 12 Maymun ile Vegas’ta Korku ve Nefret (1998) filmlerini gerçekleştirir. Eylül 1999’da 30 milyon dolarlık bütçeyle setini İspanya’da kurar. İlk sahneler çekilir ama Rochefort fıtık ağrısından ötürü ata binemez, filmden ayrılır. Proje yeniden rafa kaldırılır. Gilliam, 2008’de senaryonun haklarını alır, bu kez Robert Duvall ve Ewan McGregor’la anlaşır. 20 milyonluk bütçeye karşın film yine ertelenir. 2011’in sonunda McGregor’un rolünü Owen Wilson üstlenir. Bu arada Gilliam, Sıfır Teorisi’ni (2013) çeker. Yeni Don Kişot, John Hurt olur, Robert Duvall projeden çekilir. Zamanda yolculuk yerine öykünün günümüzde geçmesine karar verilir. Amazon şirketi filmle ilgilenir ama 20 milyon doları denkleştiremez. Portekizli yapımcı Paulo Branco Nisan 2016’da filmin haklarını satın alır. John Hurt 2017’de pankreas kanserinden yaşamını yitirir. Branco, Michael Palin ve Adam Driver’ı oynatarak filmi 2018 Cannes Film Festivali’n de göstermek ister. Gilliam ile Branco hiç anlaşamazlar. Terry Gilliam restini çeker.

Mart 2017’de Amazon, Tornasol ve Kinology şirketlerinin desteğiyle İspanya’da filmin çekimine yeniden başlanır. Bu kez Don Kişot’u Jonathan Pryce (Brezilya) yorumlar. Mayıs 2017’de Paulo Branco dava açar, çekim tam duracakken Paris ve Londra mahkemeleri Gilliam’ı haklı bulurlar. Branco, Mayıs 2018’de Cannes Film Festivali’n de filmin kapanış töreninde gösterimini engeller ama 9 Mayıs 2018’de Paris yüksek mahkemesinden Branco’nun film üzerinde hiçbir hakkı olmadığı kararı çıkar.

‘Şanslı bir adamım’
Terry Gilliam, 28 yıl sonra Don Kişot’u Öldüren Adam’ı bitirir. İdealist, iyimser yaratıcı “Yine de şanslı bir adamım” der. Dünyamızın daha iyi, daha adil, daha ideal bir yer olması için Don Kişotlara, Terry Gilliam’lara ihtiyacı var.
Amerikalı yönetmen Toby (Adam Driver), hırslı, ikiyüzlü, kaprisli, narsist, bencil, pişkin bir yönetmendir. İspanya’ya votka reklamı çekmek için ekibiyle gelir. Bir gece otelin lokantasında mezuniyet filmi Don Kişot’u Öldüren Adam’ın korsan kopyası eline geçer. Belgeselini izleyince canı sıkılır, mutsuz olur, geçmişi anımsar. Para ve şöhret için ruhunu şeytana satmış olan Toby ertesi sabah mezuniyet filmini çektiği Las Suenos’a (Düşler) gider. Toby bu kasabadaki çok sayıda insanın yaşamını ve yazgısını değiştirdiğini farkeder.

Don Kişot’u oynattığı yerel ayakkabı tamircisi Javier gerçekle bağını koparmıştır, kendini Don Kişot sanıyordur. Javier, Toby’yi Sancho Panza sanır. Herşeyden kaçan Toby bu kez kaderinden kaçamaz, birlikte muhteşem bir yolculuğa çıkarlar. Toby’nin özüne dönmesi, yaratıcılığını, masumiyetini kazanması için bu yolculuk kaçınılmazdır. Don Kişot ile Sancho Panza, bellek ile gerçek, geçmiş ile günümüz arasında gidip gelen düşsel, eğlenceli, hüzünlü, düşündürücü bir serüvene dalarlar. Bu içsel yolculukta özgürlük, adalet, idealler, iyilerle kötülerin çatışması, çılgın tutkular, umutlar, çıkarcılarla, hayalperestler yer alır.

Cervantes’in savunduğu tüm temalar Terry Gilliam’ın filmlerinde bulunmaktadır. Bir yanda acımasız, yozlaşmış, etik değerlerini yitirmiş bir dünya, öteki yanda da adaletin, özgürlüğün, yaratıcılığın peşinde, ödün vermeyen onurlu insanlar vardır. Don Kişot’u Öldüren Adam’da, Terry Gilliam’ın Jabberwocky, Baron Munchausen’in Maceraları, Balıkçı Kral filmlerine göndermeler yer alır.



















Sinema tarihinin efsane filmi
Günümüz dünyasında sadık uşağı Sancho Pancha’yla gezinen Don Kişot, sanatın, yaratıcılığın ne yazık ki kalmadığını, erkin yozlaştığını, herşeyin vahşi kapitalistlerin, mafya babalarının, şirketlerin elinde olduğunu, herkesin ruhunu finansal güçlere sattıklarını görür. Ama o yine de “Ben Mançalı Don Kişot’um, Kendimize inanmayı sürdürmeliyiz” der.
Terry Gilliam’ın epik, fantastik, serüven, aşk, dram, komedi, yergi içeren filminde düş, gerçek,sanrı, çılgınlık, distopya, abartı içinde geziniriz. Jean Rochefort ile John Hurt’a adadığı, 28 yılda tamamlanan Don Kişot’u Öldüren Adam, sinema tarihinin en büyük efsanelerinden birine çoktan dönüştü.

Terry Gilliam’ın yönettiği, Jonathan Pryce, Adam Driver, Olga Kurylenko, Stellan Skarsgaard, Joana Ribeiro, Oscar Jaenada, Jordi Molla, Sergi Lopez, Rossy de Palma’nın oynadığı, İspanyol- Belçika-Fransa-Portekiz ortak yapımı The Man Who Killed Don Quixote (Don Kişot’u Öldüren Adam/ 2018) bugün gösterime girdi.


Külçe altın diye parke taşı sattılar

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1162789/Kulce_altin_diye_parke_tasi_sattilar.html

Külçe altın diye parke taşı sattılar

Afyonkarahisar'da iki şüpheli, sosyal medyadan tanıştıkları Eskişehir'de ikamet eden kişiye, külçe altın diye parke taşı sattıkları iddiasıyla gözaltına alındı.
Yayınlanma tarihi: 7 Aralık 2018 Cuma, 12:03
[Haber görseli]
















Bolvadin ilçesinde Hakan Ö. ve Muhammet T, külçe altın olduğunu iddia ettikleri parke taşını 50 bin liraya satmak için, hayvancılıkla uğraşan Yasin A. ile sosyal medya üzerinden anlaştı.
Eskişehir'den Bolvadin'e gelen Yasin A, ilçe merkezinde Hakan Ö. ve Muhammet T. ile buluştu.
Külçe altını satın alarak şüphelilerin yanından ayrılan Yasin A, daha sonra yaptığı kontrolde aldığının sarıya boyanmış parke taşı olduğunu anlayınca Bolvadin İlçe Emniyet Müdürlüğüne şikayette bulundu.
Polis ekipleri, Hakan Ö. ve Muhammet T'yi kısa sürede yakaladı. Emniyetteki ifadelerinin ardından mahkemeye çıkarılan şüpheliler, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Emekli öğretmen sobadan kombi yaptı!

https://www.gazeteduvar.com.tr/turkiye/2018/12/07/emekli-ogretmen-sobadan-kombi-yapti/

Emekli öğretmen sobadan kombi yaptı!

Emekli öğretmen sobayı kombiye çevirdi. Evine kurduğu petek sistemi bütün odaları ısıtan öğretmen, sıcak su için ise güneş enerjisi kullanıyor.

“Varoluş derdiyle savrulan bir karakteri anlatırsan olacağı budur”

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kultur-sanat/1163542/_Hepimiz_Don_Kisot_ve_Sanco_yuz_.html

‘Hepimiz Don Kişot ve Sanço’yuz’

Yönetmen Terry Gilliam ile 25 yıllık macerayı konuştuk.
Yayınlanma tarihi: 7 Aralık 2018 Cuma, 23:29
[Haber görseli]
25 yıllık bir sürenin ardından tamamlanan filmde başrolü üstlenen Jonathan Pryce (solda) ile Terry Gilliam’ın (sağda) dostlukları eskiye dayanıyor.
“Brazil” veya “Life of Brian” misali mizahın âlâsını, distopyanın dibini gösterdiği şahane filmleriyle baştacı ettiğimiz 78 yaşındaki Terry Gilliam, yapımı türlü belalarla 25 yıllık bir sürece uzanan “Don Kişot’u Öldüren Adam”la karşımızda, “Varoluş derdiyle savrulan bir karakteri anlatırsan olacağı budur” derken kahkahayı basıyor ve İstanbul’a selam söylüyor, ‘Özledim, çağırsanıza yine’ diyor.
-Sonunda filmin seyirciye ulaşması nasıl bir duygu, bitmemişlik duygusu hâlâ baki mi?
Bitti gitti inanın! O kadar uzun süredir içimde taşıyordum ki, filmi tamamladığımız anda içim hafifledi, rahatlama duygusunu tarif edemem! Ama elbette şu an boşluktayım. Hedefinde üç beş proje birden olanlardan değilim. Enerjim sonsuz ama bedenim bana ihanet ediyor artık, romandaki Sanço Panza gibiyim! Sabah bir heyecanla uyanıyorum ama gerisi yalan oluyor.
Don Kişot ısrarı
-Peki, sonuçta filmden memnun musunuz?
Hem de çok. 25 yıl önce hayal ettiklerimden daha iyisi bence. İlk senaryoda günümüz yönetmeni Toby (Adam Driver) zaman içinde yolculuk yaparak Don Kişot’a (Jonathan Pryce) ulaşıyordu. Bu haliyle günümüzde kaldık, hem bütçe açısından zorlamamamış oldu hem de bir filmde Don Kişot’u canlandırdığı için kafası karışan ve kendini sahiden o kahraman zanneden yaşlı kunduracı aracılığıyla film içinde film gibi akıl kaymaları da yaratmış olduk.
-Peki, neden ısrarla Don Kişot?
İnanılmaz ve sinemaya uyarlanması imkânsız bir roman. Bu beni kışkırtmış olabilir ama aslında Don Kişot ve Sanço Panza gibi iki şahane karakter yaratılmış olması cazibe noktası çünkü birbirlerini tamamlıyorlar. İkisinden de bir şeyler yaşıyoruz bence. Erdemin, iyiliğin ve dürüstlüğün sembolü bir roman ve bunu gerçeklikle test ederek saflığımızı gösteriyor ama tek boyutlu olmadığımızı da anlatıyor. Ben dön dolaş erdemi ve bu romantik bakışı seviyorum. Hayal ettiğimiz gibi bir dünyada yaşasaydık şahane olmaz mıydı! Onun yerine bize dikte ettirilen kuru ve acımasız bir âlemde yaşıyoruz, hele ki şimdileri düşünürseniz. Ben hayatı olduğu gibi anlamak ve kabullenmek istemiyorum, “Life of Brian” serimizde olduğu gibi absürd mizah ufkumuzu açar. Hayatı yaşanır kılar.
-“Brazil” ve “12 Monkeys” gibi şahane distopyalarla kötü gidişatımızı anlattınız, şimdilerde ne değişti sizce?
Boş konuşarak gündemi oyalayanı, halkın zaaflarıyla oy toplayanı ayıplardık ve bu fark edilirdi. Bunu yıllardır söylüyoruz, “Brazil” gibi filmlerim bunları anlattı ama şimdi ortalık demagoglara kalmış, inanılmaz bir yükselişteler. demogogların yukselişini yıllardır söylüyorum. Şimdi koca ABD başkanı alakasız bir tweet atıyor ve gündem yaratıyor! Ama aldanmayalım! Bunlar yalan dolan, sizi bizi böyle böyle oyalayarak el altından müthiş kötülükler yapılıyor, en fenası sistemi değiştiriyorlar. Bir devlet görevlisi heceleme hatalarıyla saçma bir şey yazıyorsa bunu konuşmayalım, altında neyi gizliyorlar bunu araştıralım! Yani gündem saçma sapan şeylerle doluyorsa şüphelenmemiz gerek, artık yeter!

‘Kabalığa itiraz edelim!’
Müthiş distopya, “Brazil”den bu yana yani 33 yıldır dostluklarını sürdürüyorlar, Jonathan Pryce, “Onunla çalışmak bir ayrıcalıktır” diyor zaten yönetmeni Terry Gilliam için. 71 yaşındaki usta Galli aktör Don Kişot rolü için aslında en baştan düşünülmüş ama o dönem zamanları uymamış, “Kader demek ki, sonunda oynadım” diyor. Peki, bu uzun film sürecinde neler yaşanmış? “Elbette her türlü felaket ortalığı karıştırdı, Terry delirdi, sızladı ama her zaman film ve bizler öncelikliydik onun için, şevkatle bizi korudu, biribirimize sahip çıktık. Aynı zamanda benim için bir çocuğun oyun bahçesinde oynaması gibiydi her şey, ata da bindim, kılıçla da oynadım, danslar, şarkılar, daha ne olsun!” diyor keyifle. Don Kişot’un 500 yıl sonra da gündeme uyduğunu söyleyerek çağrıda bulunuyor: “Maalesef nezaket ve ideallerin kabaca bastırıldığı, cehaletin yüceltiği bir dönemde yaşıyoruz. Başkaldırmak ve itiraz etmek zamanı!” 

5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de yaşıyor

 https://www.gazeteduvar.com.tr/5-yil-sonra-komadan-uyandi-ama-1980de-yasiyor-galeri-1730230?p=7 5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de ...