İzleyiciler

31 Mayıs 2019 Cuma

Komünist Parti'den Game of Thrones mektubu: Özür dileyip yeniden çekin!

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2019/05/30/komunist-partiden-game-of-thrones-mektubu-ozur-dileyip-yeniden-cekin/

Komünist Parti'den Game of Thrones mektubu: Özür dileyip yeniden çekin!

Game of Thrones dizisinin finalini beğenmeyenlere Rusya Komünist Partisi de katıldı. Partinin Altaylar kolu, yapımcı kuruluş HBO'ya açık mektup yazdı: Derhal özür dileyin ve finali yeniden çekin!

28 Mayıs 2019 Salı

Ölen babasının balmumu heykelini evinde sergiliyor

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1410208/Olen_babasinin_balmumu_heykelini_evinde_sergiliyor.html

Ölen babasının balmumu heykelini evinde sergiliyor

Giresunlu Mürteza Kuğu'nun, vefat eden babasının hatırasını yaşatmak için yaptırdığı balmumu heykeli, evin baş köşesindeki yerinde canlı gibi duruyor.

[Haber görseli]
Giresunlu Mürteza Kuğu'nun vefat eden babasının hatırasını yaşatmak için yaptırdığı balmumu heykeli, eve gelen misafirleri şaşırtıyor.
İlkbahar ve yaz aylarını Görele ilçesinin Şahinyuva köyündeki evinde geçiren Kuğu, 6 yıl önce 76 yaşında ölen babası Mahmut Kuğu'ya duyduğu sevgi ve minnetten ötürü Bursa'da babasının balmumu heykelini yaptırdı.
Kuğu, köydeki evine getirdiği ve babasının kıyafetlerini giydirdiği heykeli, evinin baş köşesine oturttu. Eve gelen misafirler canlı sandıkları heykel karşısında şaşkınlıklarını gizleyemezken, kimileri heykelin elini sıkmak için yanına gidiyor.
[Haber görseli]
Mürteza Kuğu, yaptığı açıklamada, babasının yörede halk tarafından çok sevilen biri olduğunu söyledi.
Babasının her zaman çocukları sevindiren, vatandaşlarla şakalaşan, iyi bir sima olduğunu dile getiren Kuğu, bir anımsatma olması amacıyla babasının balmumu heykelini yaptırmaya karar verdiğini kaydetti.
Kuğu, balmumu heykel fikrinin, Bursa'da bir müzede gezdiği sırada oluştuğunu belirterek, "Bir gönül ehli kişilik olan babamı ölümsüzleştirmek için balmumu heykelini yaptırdık. Heykeli de evimizin baş köşesine oturttuk, ona bakarak hatıralarımızı yad ediyoruz. Aslında o bizim gönlümüzde duruyor, orada sadece kalıp olarak yer alıyor." dedi.
Havanın durumuna göre heykeli bahçeye de çıkardığını ifade eden Kuğu, "Hava yağmursuz ve serin olduğunda dışarıya da çıkarıyorum. En çok minnet duyduğumuz yönü onun bize bıraktığı güzel ahlak ve terbiye. Onun oğlu olduğunu söylediğimiz herkesten rahmet duyuyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor." diye konuştu.
Mürteza Kuğu, heykeli görenlerin babasını çoğu zaman canlı zannettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"İlk kez gelip tanımayanlar selam verip 'Amca rahatsız mı? Niye konuşmadı?' diyenler oluyor ama onun balmumundan olduğunu anlayınca şaşırıyorlar. 'Amca neden hareket etmiyor?' diyenler oluyor, yanına kadar gidip el uzatanlar oluyor. Canlı gibi duruyor, damarlarına kadar ince ayrıntıları var, 4 senedir balmumu heykeli burada duruyor."
Balmumu heykelinde babasının kıyafetlerinin yer aldığını dile getiren Kuğu, heykeldeki ayakkabı, ceket, baston ve kavalın babasına ait olduğunu söyledi.
Kuğu, 80 yaşındaki annesi Emine Kuğu'nun zaman zaman heykelin yanına gelip babasına "Kerem" diye seslenerek dertleştiğini de sözlerine ekledi.

24 Mayıs 2019 Cuma

Viyana'da bir anne ve kızları ölü bulundu: Açlıktan mı?

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2019/05/24/viyanada-bir-anne-ve-kizlari-olu-bulundu-acliktan-mi/

Viyana'da bir anne ve kızları ölü bulundu: Açlıktan mı?

Viyana'da bir anne ve ikiz kızları evlerinde ölü bulundu. Polise göre ölüm nedeni açlık.
DUVAR – Avusturyalı bir kadın, ikiz kızlarıyla birlikte Viyana’da bir apartman dairesinde ölü bulundu. Üç kişinin ölüm nedenleri ‘açlık’ olarak belirlendi. Floridsdorf semtinde 21 Mayıs’ta cansız bedenleri bulunan anne ve kızlarının, mart sonu ya da nisan başı gibi öldüğü tahmin ediliyor. Kilitli daireye zorla girildiği ya da olay mahallinde arbede yaşandığına dair bir ize rastlanmazken, yapılan testler, cesetlerde zehirlenme belirtisinin görülmediğini ortaya koydu.

Independent’ın haberine göre polis sözcüsü, “haneye zorla girildiği ya da içeride güç kullanıldığına dair kanıt” olmadığını ifade etti. 45 yaşındaki kadın ve 18 yaşındaki kızlarının cesetleri üzerinde otopsi yapıldı. “Ölümlerin açlıktan kaynakladığını varsaydıklarını” belirten Viyana polis teşkilatı, gizemini koruyan olayla ilgili soruşturma başlattı. Polis, kapsamlı incelemelerin önümüzdeki hafta yapılacağını açıklarken, anne ve kızların isimleri paylaşılmadı.

20 Mayıs 2019 Pazartesi

Eyfel kulesi üzerine tırmanan bir kişi nedeniyle boşaltıldı

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1402112/Eyfel_kulesi_uzerine_tirmanan_bir_kisi_nedeniyle_bosaltildi.html

Eyfel kulesi üzerine tırmanan bir kişi nedeniyle boşaltıldı

Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan ünlü Eyfel Kulesi, üzerine tırmanan bir kişi nedeniyle boşaltıldı.
Yayınlanma tarihi: 20 Mayıs 2019 Pazartesi, 17:10
[Haber görseli]Fransa'nın başkenti Paris'te bir kişi Eyfel Kulesi'ne tırmanırken görüldükten sonra kule boşaltıldı. Yetkililer insanlardan bir sonraki bildirime kadar ziyaretlerini ertelemelerini istedi.
'PAZARLIK YAPILIYOR'
Bazı Twitter kullanıcıları polisin olay yerine ulaştığını ve kuleye tırmanan kişiyle pazarlık yaptığını bildirdi.

19 Mayıs 2019 Pazar

Annesi tarafından canlı canlı gömülen bebeği köpek kurtardı

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1398501/Tayland__Annesi_tarafindan_canli_canli_gomulen_bebegi_kopek_kurtardi.html

Tayland: Annesi tarafından canlı canlı gömülen bebeği köpek kurtardı

ayland'ın kuzeyinde bir köpek, iddiaya göre 15 yaşındaki annesi tarafından gömülen yeni doğmuş bebeğin hayatını kurtardı. Ping Pong adlı köpek, tarlada havlamaya ve toprağı eşelemeye başlayınca, bebek fark edildi.

Bebek hastaneye kaldırıldı ve doktorlar, temizlenen bebeğin sağlık durumununun iyi olduğunu açıkladı.
Sahibi Usi Nisaikha, Ping Pong'un bir arabanın çarpmasının ardından, bir bacağını kullanamadığını söyledi.
Khaosod gazetesine konuşan Nisaikha, "Ping Pong'u bırakamaım çünkü çok sadıl ve uysaldır ve tarlada ineklerimi güderken hep bana yardımcı olur. Tüm köy sever. Müthiş bir şey" dedi.
Bebeğin annesi, çocuk terk etme ve cinayete teşebbüsle suçlandı.
Bang Kong Post gazetesine konuşan Chum Puang Polis Karakolu'ndan memur Panuwat Puttakam, annenin ailesi ve bir psikoloğun bakımı altında olduğunu söyledi.
Annenin yaptıklarına pişman olduğunu söyleyen Putakkam ayrıca, büyükanne ve büyükbabasının bebeği büyütmeye karar verdiğini aktardı.
Tayland'ın kuzeyinde bir köpek, iddiaya göre 15 yaşındaki annesi tarafından gömülen yeni doğmuş bebeğin hayatını kurtardı.
Erkek bebeği, hamileliğini ailesinden saklayan 15 yaşındaki annesi terk etti.
Ping Pong adlı köpek, Ban Nong Kham köyündeki bir tarlada havlamaya ve toprağı eşelemeye başladı. Daha sonra sahibi , bebeğin toprağın altından çıkan bacağını gördü.

15 Mayıs 2019 Çarşamba

100 yaşında ormanda kaybolan kadın

https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/05/12/100-yasindaki-kayip-kadin-bulundu/

100 yaşındaki kayıp kadın bulundu

Emine Eraslan, ormana yaprak toplamaya gidince kayboldu. Yaşlı kadın yaralı bulundu.

4 Mayıs 2019 Cumartesi

Plazada Çalışmak

https://www.gazeteduvar.com.tr/hayat/2019/05/03/burada-mevsim-yok-iklim-klima-ile-ayarlaniyor/

Burada mevsim yok, iklim klima ile ayarlanıyor

Beyaz yakalılar, plazalarda çalışanlar emek cephesinden sayılabilirler mi? Örgütlü bir mücadele içinde olmadıkları için “işçi” olarak tanımlanmıyorlar. Ancak bu onların güllük gülistanlık çalışma ortamına sahip olduklarını göstermiyor. Kadın çalışan “Burada mevsimler yok” diyor. Yazılımcı Ahmet Gire ise yoga kursları gibi aktivitelerin beyaz yakalılar tarafından daha çok yapılmasının bir nedenini ofisteki yalnızlığın giderilmesiyle açıklıyor.

Beslediği kuşlar 'terasına konuyor' diye yeğenini öldürdü

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1377092/Besledigi_kuslar__terasina_konuyor__diye_yegenini_oldurdu.html

Beslediği kuşlar 'terasına konuyor' diye yeğenini öldürdü

Gaziantep'in Nizip ilçesinde Sıddık B.(37), amcası Kemal B. tarafından beslediği kuşlar terasına konduğu gerekçesiyle av tüfeği ile vurularak, öldürüldü.
Yayınlanma tarihi: 4 Mayıs 2019 Cumartesi, 14:12
[Haber görseli]
Olay dün öğle saatlerinde ilçeye bağlı Özyurt Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, çiftçilik yapan Sıddık B.'nin evinin terasında beslediği kuşlar, komşusu olan amcası Kemal B.'nin terasına kondu. Amca ile yeğen arasında bu nedenle tartışma çıktı. Tartışma sürerken amca Kemal B. av tüfeği ile yeğeni Sıddık B.'ye ateş etti. Silah sesi üzerine terasa çıkan baba Süleyman B. oğlunu kanlar içinde görünce durumu jandarma ve sağlık ekiplerine bildirdi.

Ambulansla Nizip Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Sıddık B. doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Yeğenini öldüren Kemal B. ise jandarma tarafından gözaltına alındı.

Sıddık B.'nin cenazesi yapılan otopsinin ardından toprağa verilmek üzere yakınlarına teslim edildi.
Cinayetle ilgili soruşturma sürüyor.

Beyonce'tan Mevlana belgeseli

https://www.gazeteduvar.com.tr/sinema/2019/05/02/beyoncetan-mevlana-belgeseli/

Beyonce'tan Mevlana belgeseli

Beyonce, Mevlana belgeseli çekecek. Sanatçı ayrıca çocuğuna 'Rumi' adını vermişti
DUVAR – Beyonce, Coachella Festivali’nde kazandığı 60 milyon dolarla Mevlana’nın hayatını anlatan belgesel çekecek.Beyonce, Coachella Festivali’nde 60 milyon dolar kazandı. Bu parayla Mevlana’nın hayatını anlatan bir belgesel çekmeye karar verdi. Beyonce ve Jay- Z, ikiz bebeklerine Mevlana’nın ismi olan “Rumi” ve “Sir” ismini koymuştu. (HABER MERKEZİ)

2 Mayıs 2019 Perşembe

Kendi Katilini Kiraladı

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1372543/ilkay_ogretmen_cinayetinde_sok_eden_ifadeler..._Kendi_katilini_mi_kiraladi_.html

İlkay öğretmen cinayetinde şok eden ifadeler... Kendi katilini mi kiraladı?

İstanbul Pendik'te geçen pazar günü öldürülen ilkokul öğretmeni İlkay Sivaslı'nın cinayetinde şoke eden detaylar çıkıyor. İlkay Sivaslı, internette tanıştığı kiralık katili, Pendik’te bir otele yerleştirdi. Katil zanlısı, iki hafta önce İlkay öğretmeni sargı beziyle boğmaya çalıştı. Ancak öldürme olayı gerçekleşmeyince, İlkay Sivaslı, olayda kullanılan silahı katil zanlısına satın aldı. Olay günü iddialara göre “Artık yeter öldür” beni diyen İlkay Sivaslı, katil zanlısı tarafından silahla vuruldu.
Yayınlanma tarihi: 1 Mayıs 2019 Çarşamba, 17:17
[Haber görseli]Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu'nun haberine göre ilkokul öğretmeni İlkay Sivaslı, İstanbul Pendik'te geçen pazar günü evinde silahla vuruldu ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Polis olayla ilgili incelemesini tamamladı. Cinayet Büro Amirliği ekiplerince yapılan operasyonla yakalanan katil zanlısı Tanju D. şoke eden ifadeler verdi.
“İLK BULUŞMADA ÖLMEK İSTEDİ’
Tutuklanarak cezaevine gönderilen katil zanlısı Tanju D.’nin ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde, İlkay Sivaslı ile sosyal medya üzerinden tanıştığını söyleyen zanlı “İlk Kadıköy’de bir çay bahçesinde buluştuk. Çay içtik. Psikolojik sorunları vardı. İntihar etmek istiyormuş ama bunu yapamıyormuş. Ölmek istediğini söyledi. ‘Beni öldür ‘diye yardımcı olmamı istedi" dedi.
SARGI BEZİYLE ÖLDÜRMEK İSTEMİŞ
Bu görüşmeden sonra sık sık telefonlaştığını ve yüz yüze görüşmeye başladığını ifade eden zanlı “Ben Fatih’te kalıyordum. Bana ‘öyle gelip gidiyorsun uzak’ diye beni Pendik’te bir otele yerleştirdi. Ben bir kaç kez onun evinde kaldım. Bundan yaklaşık 20 gün önce Kartal’daki evinde kalmıştım. Bana ‘Beni nasıl öldüreceksin dedi. Evde sargı bezi vardı. Sargı bezini aldım. Sırtını döndü bana. Sargı beziyle boğazını sıktım. Baktım yüzü morardı. Ölmek üzereyken bıraktım. Bana kızdı. ’Bir işi halledemedin’ diyerek beni tokatladı” dedi.
SİLAH SATIN ALIP GÜNLÜK KİRALIK EV ARADILAR
Polisin yaptığı incelemelerde ortaya çıkan detaylara göre, olayda kullanılan silahı İlkay Sivaslı satın aldı. Zanlı ifadesinde “Pendik’de bir yere birlikte gidip silahı satın aldı. Bana verdi” dedi. Silahı satın aldıktan sonra, Pendik’te günlük daire baktıklarını polise anlatan zanlı “Günlük kiralık ev tutup cinayeti orda gerçekleştirecektim. Birlikte ev baktım. Bizden kimlik bilgileri isteyince İlkay öğretmen vazgeçti. 'Geriye iz bırakılmasın' dedi.”
OLAY GÜNÜ NELER OLDU
Katil zanlısı olay günü, İlkay Sivaslı’nın sabah 08;00’de kendisine Whatsaap’dan mesaj atarak eve çağırdığını belirterek “Sabah gittim. Kahvaltı yaptık. Ben ona aşık oldum. Onu artık öldürmek istemiyordum. O ısrarla kendisin öldürmemi söylemeye devam etti. O gün bana ‘Artık öldür beni. bu iş bitsin’ dedi. Yatağa uzandı. Yastığı göğsüne doğru koydu. Kalbine ateş etmemi istedi. Ateş ettim göğsünden yaralandı” dedi. Ateş ettikten sonra İlkay Sivaslı’nın ölmediğini ifade eden zanlı “Ambulans çağıracaktım. İlkay öğretmen ‘sakin çağırma. Su ver bana’ diye kızdı bana. Kendinden geçince, adresi bilmiyordum. Sokağa çıktım. Birilerine buranın adresini sordum. Öylece ambulansı aradım” dedi.
OLAYDAN SONRA HASTANEYE GİTMİŞ
Evden ayrıldığını söyleyen zanlı, olaydan sonra hastaneye telefonla aradığını ve bilgi alamadığını söyledi. Bunun üzerine hastaneye giderek, kendisini İlkay Sivaslı’nın akrabası gibi tanıttığını belirtti. Hastaneden sonra Adana’ya kaçtığını ifade eden zanlı, otobüste yakalandığını belirtti.
“BAŞKA YERDE İNTİHAR ET”
İfadesinde, cinayeti işledikten sonra kendisinin de intihar edeceğini söylediğini anlatan zanlı “İlkay Sivaslı bana ‘Beni öldürdükten sonra sakin burada intihar etme. Git başka yerde intihar et’ dedi.” şeklinde konuştu.
SES KAYITLARI VE GÖRÜŞMELER DOSYAYA GİRDİ
Katil zanlısının bu şok ifadeleri duyanları şaşırttı. Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından Adana dönüşünde Aksaray’da yakalanan zanlının üstünden olayda kullandığı silah, kendisine ve İlkay Sivaslı’ya ait cep telefonu bulundu. İncelenen cep telefonlarında bulunan ikilinin yazışma ve ses kayıtları zanlının ifadesiyle örtüştüğü belirlendi. El konulan ses kayıtları ve cep telefon mesajları soruşturma dosyasına konuldu.

1 Mayıs 2019 Çarşamba

Dizide kaçakçılığı önleyen oyuncuların kaçakçılık yaptığı ortaya çıktı

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1372527/Dizide_kacakciligi_onleyen_oyuncularin_kacakcilik_yaptigi_ortaya_cikti.html

Dizide kaçakçılığı önleyen oyuncuların kaçakçılık yaptığı ortaya çıktı

Kayseri polisince 2 ay süren çalışma sonrası yapılan operasyonda kaçak içkileri sosyal medya üzerinden piyasaya süren 2'si dizi oyuncusu 4 kişi gözaltına alınırken, bin 500 adet kaçak içki ele geçirildi. Gözaltına alınan şahıslardan 2'sinin internette çok takip edilen bir dizinin başrol oyuncusu oldukları ve kaçakçılara karşı mücadele ettikleri belirlendi.
Yayınlanma tarihi: 1 Mayıs 2019 Çarşamba, 17:11
[Haber görseli]















Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce içki kaçakçılığı suçlarına yönelik başlatılan ve 2 ay süren teknik takip çalışmalar neticesinde şüphelilerin Adana ve Mersin'den kaçak içki getirerek sosyal medya sitelerinde açtıkları farklı hesaplar üzerinden veya irtibatlı oldukları şahıslar aracılığıyla piyasaya sürdükleri tespit edildi. Teknik takip sonucu şüphelilere gerçekleştirilen 6 ayrı operasyonda bin 500 adet kaçak içki ele geçirildi.
Oynadıkları dizide rol gereği kaçakçılığı önlüyorlarmış
Olayla ilgili A.U., M.A.D., S.B. ve A.P. gözaltına alındı. Yakalanan şahıslardan A.U. ile M.A.D. internette takibi çok olan ve uyuşturucu ticareti yapan, kaçakçılara karşı mücadele veren 'Bozuk Düzen' isimli dizide başrol oyuncuları oldukları belirlendi.
Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi.

Dilber Ay

https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/05/01/barak-kizina-veda/

Murat Meriç
  • mmeric@gazeteduvar.com.tr
  • 'Barak Kızı'na veda…

    Sorsanız, pek çok insan üç, en fazla dört şarkısını sayar ama adını herkes biliyor. Bütün zamanların en büyük fenomenlerinden biri. Yazık ki artık yok. Dilber Ay, 63 yaşında aramızdan ayrıldı. Bize kalan, sunduğu program ve okuduğu baraklarla çelişen eğlenceli görüntüleri. Bakmayın birkaç hafta önce yayımlanan albümünün adını “Yas mı var da mahallede?” koyduğuna; kendi de öyle hatırlanmayı isterdi muhtemelen…
    Dilber Ay denince ortak hafızamızda canlanan iki “medyatik” görüntü var. Sırrı Süreyya Önder’in “Beynelmilel”deki pavyon sahnesi, ilk akla gelen: Binbaşı rolünü oynayan Oktay Kaynarca, sahnede düet yapan ikiliyi biraz da sıkılarak izler… Cezmi Baskın’ın canlandırdığı Abuzer Yayladalı, “Akşama geleceğim / Hacı baban evde mi?” diye türküye girer, Dilber Ay sözü alır, devam eder: “Tavukları döndermişem / Hacı’yı da çarşıya göndermişem…” ‘80’li yılların hemen başında Adıyaman’da yaşanan trajikomik olayları perdeye yansıtan “Beynelmilel”in bir başka sahnesinde, Özgü Namal’ın canlandırdığı esas kız Gülem, “Abla, siz niye hep pavyonda şarkı söylüyorsunuz?” diye sorar, “Yavrum başka bir teklifin mi vardı?” cevabını alır. Bizimki uslanmaz, kitaptan okuduklarını satmaya başlar: “Pavyon kültürü kadın bedeninin aşağılanmasıdır. Zaten bu düzende de kadınlar iki kere sömürülüyor.” Dilber Ay’ın canlandırdığı karakterin kontrası iyidir: “Benim kızım, pavyonda kültür ne arasın? Gerçi vardı benim bir iki tane kültürlü müşterim de kulak asma…” Gülem uslanmaz, ısrarını sürdürür: “Yok, teyzem, kültür derken ben pavyon ortamı demek istedim.” Bu noktada, tartışmayı bitirecek cümle ortama düşer: “Pavyon evden daha iyi. Hiç değilse kap-kaşık yıkamak yok.”
    Dilber Ay’ın filmde canlandırdığı karakterin adı, hayatının özeti gibi: Arzum Çilem. Şarkıcı olmak üzere yola çıkan, bu uğurda çok çileler çeken bir isim, Dilber Ay. Sanıldığının aksine takma isim değil kullandığı, gerçek adı. Öyle doğmuş, adından vazgeçmemiş.
  • Hikâyesi çocukluğuna uzanıyor. 4 Aralık 2012’de HaberTürk adına kendisiyle konuşan Helin Avşar’a “Beni kimse keşfetmedi,” diyor ve o günlerini şöyle anlatıyor: “Memlekete güzel sesler dinlemek için ekip geldi. Çocuktum, amcamın kızıyla gizlice oraya gittik. Askerlik şubesinde bir çadır vardı. Güzel seslilerin adreslerini alıyorlardı. Sanatçılar da vardı.” Memleket dediği, Düzce. Halep’ten Antep’e geçmişler, oradan Maraş’ın Pazarcık ilçesine yerleşmişler. Dilber Ay, çadırda doğmuş; uzun süre nüfus kağıdı almamış. Sonradan aile Düzce’ye yerleşince orada nüfusa kaydolmuş ama yaşı artık büyük olduğu için okula almamışlar. Tam bu noktada “ekip” gelmiş: “Çadırdaki adamlara ‘Sesimiz çok güzel, bizi bir dinleyin’ dedim, sonra ‘Gönül gel seninle muhabbet edelim / Araya kimseyi alma sevdiğim…’ türküsünü okudum. Hemen adres aldılar. 2-3 ay sonra mektup geldi, birincilik kazanmışım.”
    Bunu yaşadığında, henüz 13 yaşında. Gelecek haberi beklerken ailesi onu 50 yaşında biriyle evlendirmiş. Bu arada gelen mektup, kurtuluşu olabilecekken kabusu olmuş: Babası almış; onu öldüresiye dövmüş. Kocasının ailesi de hamile hâliyle Dilber Ay’ı babasının evine göndermiş. Dilber Ay, çocuğu doğduktan sonra Ankara’ya, kardeşinin yanına gitmiş: “Kar yağıyor lapa lapa. Ayağımda delik lastikler, su giriyor. Radyoevine öyle gittim. Jandarmalar beni dilenci sanıp almadılar. ‘Birinci olmuşum’ dedim. ‘Adımı söyleyecekler.’ Oğlum köyde kaldı, ona da üzülüyorum. Sobanın yanına oturttular. ‘Senin sesin de çıkmaz’ dediler. ‘Çıkar’ dedim ama okutmadılar. Mustafa Geceyatmaz, Nida Tüfekçi gibi hocalar para toplayıp eve gönderdiler beni. Bir hafta sonra babamla gittik. Herhalde beni öldürecek diye düşünüyordum. Meğer babam da evden kaçıp Nuri Sesigüzel’le birlikte türkücü olmaya gelmiş İstanbul’a. Nuri Sesigüzel asker arkadaşıymış.”
    Sonrası radyo yılları… Orada pişmiş, ilerlemiş. Arada yine evlenmiş, Almanya’ya gitmiş, art arda kasetler yapmış. “Barak Kızı” olarak tanındığı yıllar, bunlar. “Eşek torbasıyla mark, dolar, altın kazandım.” diye anlattığı yıllar… Hürriyet’in eki Kelebek’in 1 Şubat 2015 tarihli nüshasında Sibel Arna’ya “Uçak alıyordum kızım uçak!” diyor ve o yıllara dair şunları anlatıyor: “50 sene önce babama dedim ki, ‘Bana bir tayyare al’. Babam, ‘Nereye koyacağız kızım’ dedi. Cahillik kötü şey, tayyare alacağız ama nereye koyulur bilmiyoruz. ‘Bahçeye koyarız,’ dedim ben. Babam da ‘Çocuklar kolunu bacağını kırar,’ dedi. O yüzden vazgeçtik. Bu arada üçü Amerikan, sekiz arabam vardı kapının önünde. Uçak gibi olduğu için büyük Amerikan arabaların hastasıydım.”
    Ona bunca parayı kazandıran, sahne. Sahneye çıkma sebebi, söylediği baraklar. 21 Ocak 2018 günü Posta’da yayımlanan söyleşisinde Oya Çınar’ın bu konudaki sorusunu şöyle cevaplıyor: “Ankara, Konak Gazinosu’nda sahneye bir çıktım ortalık yıkıldı. İbrahim Tatlıses, Selahattin Alpay, Belkıs Akkale… Hep birlikte çalıştık.” Bu konuda iddialı: “En iyi ben okurum” diyor ve kurduğu bu cümlenin hakkını veriyor. Söylediğine göre 60’ı aşkın kaset yapmış. Bir dönem Almanya’da yaşamış ve orada yaptığı kasetlerle Türkiye’de tanınmış. İki kere hapse girmiş, orada evlenmiş, memlekete dönmüş. Sonrası, popüler olduğu yıllar. Tam da bu dönemde, karşısına aynı adlı bir rakip çıkmış. Bu noktada yeniden Posta söyleşisine bağlanayım: “Karşıma erotik filmlerde oynayan Dilber Ay isimli bir kadın çıkardılar. Seks yıldızıymış. Halen daha karıştıranlar vardır. Babama, ‘Kızın böyle filmler yapıyor. Ya öldür ya öldürt, namusunu temizle,’ demişler. Babam sinemaya gidiyor, bakıyor, ‘Allah Allah bu benim kız değil,’ diyor. Zaten af buyurun tuvalete giderken bile gardaşlarım yanımda. Olacak iş mi!”
  • Son dönemde hayatını değiştiren iki adım var. İlki, Sırrı Süreyya Önder’den gelen teklif. Önder, yazının başında sözünü ettiğim “Beynelmilel”de oynamasını istemiş ve bu rolle Adana’da Altın Koza ödülünü almış. Açıkçası, çok da umurunda değil bu ödül. Yine Posta söyleşisinden aktarıyorum: “Valla ne yaptığımdan haberim yok, ödül aldım canım benim. Bilmiyorum ki sinema nedir? Sahne gibi şarkını söyler, evine gidersin sandım. Canım sıkılıyordu, kaçıyordum. Sırrı beni merdivenlerde yakalıyordu. ‘Gardaşım tutma beni, durmam ben,’ diyordum. ‘Az kaldı, dayan,’ diyordu. Öyle böyle derken bitirdik.” 25 Aralık 2012’de Kelebek’te yayımlanan İzzet Çapa söyleşisinde “filmcilik” macerasını şöyle anlatıyor: “Filmci değilim ki ben, türkümü söyler giderim. Kendimi onların içinde esir hissettim. Adamların yemek-içmek saatleri bile planlı. Uyku desen hiç yok. Bir de yemekler az gelince… Dayanamam ben öyle işe. Benim yemeğim bol olacak, etli olacak.. Etsiz yemek yemem ben.”
    Filmde söylediği türkü, 2007 yılında yayımlanan “Hacı Ağa / Sarı Sabahlık” albümüne adını veren türkü. Yakın dönemde en ilgi gören albüm bu ama öncesinde yaptığı kasetler, inanılmaz satış rakamlarına ulaşmış. Bilinen ilk 45’lik plağı 1974 tarihli: “Yavrum Oy / Oy Bahçenize Giremedim Ben Gazelden”. Birkaç 45’lik ve art arda yayımlanan kasetler, CD’ler külliyatı oluşturan parçalar.
    Hayatını değiştiren adımlardan ikincisi, Flash TV’den gelen teklif. Devran İskender’le sunduğu Kadere Mahkûmlar sonrası hayranlarını katlıyor ve yaptığı programla cezaevinde yatanların sevgilisi oluyor. Katıldığı programlardan birinde, konu hakkında şunları söylüyor: “Mahkûm yavrularım için, eğer yüreklerine bir yudum su dökebiliyorsam, dünyanın en mutlu insanıyım. Karar almıştım, rica ettim, dedim ki ‘bakanlıktan emir alın bana, cezaevlerini gezeyim, onları bire bir göreyim.’ Yazı yazdılar ama oraya kamerayla girilmiyormuş. Ben de ne yapayım, boyun eğdim. İnşallah oraya konserle gideceğim, konser yaparak gireceğim içeri.”
    Bu cümleleri kurduğu program, yazının başında sözünü ettiğim, hafızamıza yerleşen “medyatik” görüntülerin ikincisine şahit olduğumuz program aynı zamanda. Cüneyt Özdemir’in sunduğu 5N1K. O dönemde çok sevilen bir şarkısı, programda kahkahaların atılmasına sebep olmuştu. Özdemir, “Hangi şarkıları istiyorlar sizden? Eski şarkıları mı, yeni şarkıları mı? Cezaevinde en çok istenen beş şarkıyı sayın diye rica etsem…” dediğinde aldığı cevap “Zorunda mıyım?” Sonrasında diyalog şöyle gelişiyor:
    Mümkünse…
    Zorunda mıyım?
    Hayır değilsiniz canım…
    Bu noktada Dilber Ay durumun farkına varıyor ve kahkaha atarak şunları söylüyor: “Eserin adı Zorunda mıyım?” Eserden bir küple söylerken kahkahalar karşılıklı oluyor ve Özdemir yaptığı gafın farkına varıyor: “Ben de ‘Zorunda mıyım?’ derken bana mı fırça atıyorsunuz diye düşünüyorum.”
  • Dilber Ay’a neredeyse bütün söyleşilerinde kimi dinlediğini sormuşlar. Alınan cevaplar birbirinden farklı. Ben hepsini harmanlayayım, yazının sonuna uzanayım: “Kadınlardan Kibariye’yi beğenirim. İbrahim Tatlıses zaten imparator. Arabeskte Müslüm Gürses, Selami Şahin, Mustafa Keser’i dinlerim. // Güzel olan her müziği dinlerim. Rahmetli Whitney Houston’ı çok dinlerdim. Ümmü Gülsüm’e de bayılırım. // Türk halk müziği, arabesk, pop hepsini dinlerim. İngilizce, Arapça şarkılar dinlerim. Sezen Aksu’yu çok dinlerim. İrem Derici kızımızı pek severim. Tarkan gardaşıma düet teklif edeceğim. Herhalde beni kırmaz diyorum. Türkü okuruz. Güzel türkü okuyor.” Türler, şarkıcılar cevaplarda farklılık gösteriyor ama “Hangi türküyü seversiniz?” sorusuna verdiği cevap hep aynı: “Hepsini severim. Türküler benim evladım.”
    Yayımlanan son resmî Dilber Ay albümlerinden biri, 2011 tarihli “Anestezi / Noldu Gardaş?” “Şirket öyle koymuş” diyor bir söyleşisinde ve devam ediyor: “Akşam sordum çocuğuma: Anestezi, ‘damardan giren’ demekmiş. ‘Demek benim kasetler damardan giriyor oğlum, damarcıyım,’ dedim. Çok duygusal bir insanım.”
    Sorsanız, pek çok insan üç, en fazla dört şarkısını sayar ama adını herkes biliyor. Bütün zamanların en büyük fenomenlerinden biri. Yazık ki artık yok. Dilber Ay, birkaç gün önce Düzce’den akrabalarını ziyaret için Ankara’ya geldi. İki gün önce ayağında oluşan şişlikler sebebiyle Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Sanatçı, orada geçirdiği kalp krizi sonucu 63 yaşında aramızdan ayrıldı. Bize kalan, sunduğu program ve okuduğu baraklarla çelişen eğlenceli görüntüleri. Bakmayın birkaç hafta önce yayımlanan albümünün adını “Yas mı var da mahallede?” koyduğuna; kendi de öyle hatırlanmayı isterdi muhtemelen…



Kayınpederiyle Evlendirildi

https://www.gazeteduvar.com.tr/turkiye/2019/05/01/hayatinin-sakasi-yanlislikla-kayinpederi-ile-evlendirildi/

Hayatının şakası: 'Yanlışlıkla' kayınpederi ile evlendirildi

Manisa'nın Soma ilçesinde nikah kıyan Denizlili damat, tören sonrası aile cüzdanında eşi yerine kayınpederinin ismini görünce düzeltilmesi için belediyeye başvurdu.

Dedikosu Yasağı

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2019/05/01/filipinlerde-bir-kasabada-dedikodu-yasaklandi/

Filipinler'de bir kasabada dedikodu yasaklandı!

Filipinler'de bir kasabada dedikodu yapmak yasaklandı. 'Başkalarını çekiştirirken' yakalananlar para cezasına çarptırılacak ve en az üç saat kamu hizmeti verecek.DUVAR – Güney Asya ülkesi Filipinler, bir kasabada dedikodunun yasaklanmasını konuşuyor. Başkent Manila’nın kuzeyindeki Binolonan kasabasında dedikodu yapmak artık yasadışı.
Belediye Başkanı Ramon Guico, kasabada dedikodu sebebiyle çok ciddi kavgalar çıktığı için belediye meclisinin böyle bir karar aldığını söyledi. The Guardian’a konuşan Gucico, “Dedikodunun çok sayıda türü var. Fakat buradaki dedikodu vakalarının çoğu mülk, para ve ilişkiler hakkında. Dedikodunun yasağının sebebi, bireyler ve burada yaşayanlar olarak söylediğimiz her şeyden sorumlu olduğumuzu hatırlatmak” dedi.
CEZASI NE?

Yasağa göre, dedikodu yaparken veya başkaları hakkında yalan hikâyeler yayarken yakalanan kişilere ilk olarak 200 peso (yaklaşık 24 TL) para cezası ve üç saat çöp toplama cezası verilecek. İkinci kez yakalananlar ise 1000 peso (yaklaşık 117 TL) para cezasına çarptırılacak ve sekiz saat kamu hizmeti verecek.
AKALANANLAR VAR
Belediye başkanı Guico, bazı kişilerin şimdiden dedikodu yaparken yakalandığını ve yeni yasa kapsamında cezalandırıldığını, bu sayede yerel tartışmaların azaldığını savunuyor. Yasağın ilk olarak bir mahallede denendiğini, burada başarılı olduktan sonra önce yedi köyde sonra da tüm kasabada yürürlüğe konduğunu anlatıyor.
‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KISITLAMIYOR’
Guico, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı eleştirisini ise reddediyor; “Dedikoduyu yasaklamak kasabamızda yaşam kalitesini artırmanın yolu. Dedikodusuz bir kasaba daha verimli olur çünkü insanlar başkaları hakkında olumsuz konuşmaktan daha iyi şeyler yapar” dedi. Guico, yasanın ifade özgürlüğünü kısıtlamadığını, insanları iftiradan koruduğunu söyledi. (Dış Haberler)

5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de yaşıyor

 https://www.gazeteduvar.com.tr/5-yil-sonra-komadan-uyandi-ama-1980de-yasiyor-galeri-1730230?p=7 5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de ...