İzleyiciler

30 Ekim 2019 Çarşamba

Darpa Taksit

https://www.gazeteduvar.com.tr/kadin/2019/10/29/kadini-darp-eden-kisiye-mahkemeden-taksitli-para-cezasi/

Kadını darp eden kişiye mahkemeden taksitli para cezası

Leyla Yıldırım'ı darp eden kişi hakkında mahkeme kararını verdi. Mahkeme, sanığa 2 bin 240 lira para cezasını 20 takside böldü.
Leyla Yıldırım
Hacı Bişkin  hbiskin@gazeteduvar.com.tr
DUVAR – Şırnak’ın Kumçatı beldesinde sopayla ve taşla 22 yaşındaki Leyla Yıldırım’ı darp eden Agit Saknak adlı kişi hakkında mahkeme olayı, ‘basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde basit yaralama’ niteleyerek para cezası verdi. Ayrıca mahkeme Saknak’a verdiği 2 bin 240 Tl para cezasını da 20 takside böldü.
‘HAYVANLARA TAŞ ATMIŞTIM’
Yıldırım geçtiğimiz sene ilik kanseri kardeşi Nihat Yıldırım’ı öldüren kişilerin ailesi tarafından darp edildi. Hastaneden darp raporu alan Yıldırım, yaşadığı şehri terk etmek zorunda kaldı. Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada Saknak kendisini şu sözlerle savundu: “Olay günü çobanlık yapıyordum. Leyla buraya gelerek, ‘Burası bizim arazimiz’ dedi. Ben de kendisine, ‘Sizin değil aşiret ağasınındır’ dedim. Yakamı tutunca kendisini ittirdim. Olay esnasında hayvanların eve gelmesi için onlara taş atmıştım. Bu taşlardan biri Leyla’ya gelmiş olabilir. Suçsuzum…”
Yıldırım ise Saknak’ın bu ifadelerinin ‘yalan’ olduğunu söyleyerek mahkemede şunları söyledi: “Saknak ailesi bu olaydan önce kardeşimi öldürmüşlerdi. Olay günü koyunlarını bizim arazide otlatıyordu. Kendisini uyardım. Elinde sopa ile koluma ve ağzıma vurdu. Sonra olay yerinden kaçarak ayrıldı.”
KARAR: TAKSİTLİ PARA CEZASI
Mahkeme olayı, ”basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde basit yaralama’ olarak değerlendirerek Saknak’a 180 gün hapis karşılığı adli para cezası verdi. Mahkeme, “Sanığın eylemini haksız bir fiilinin meydana getirdiği hiddet ve elemin etkisi altında işlediği anlaşılmakta” diyerek 180 günü 135 gün karşılığı adli para cezasına indirdi. Mahkeme, bu cezayı da kişinin ‘Geçmişi ve verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini’ göz önünde bulundurarak 112 gün karşılığı adli paraya düşürdü. Mahkeme son olarak 2 bin 240 lira para cezasını da 20 taksite böldü.
DARP RAPORU…
Yaşanan olay sonrası hastaneden Yıldırım’a verilen raporda şu ifadeler yer alıyordu: “Hastanın burnunda darbeye bağlı şişlik, ödem mevcut. Sağ kulak arka yüzünde yaklaşık 2*1 CM’lik ekimoz (herhangi bir travma nedeniyle ortaya çıkan, cilt altındaki kılcal damarların hasar almasıyla kanın cilt altına sızması) alanı mevcut. Sağ kol üzerinde yaklaşık 15 CM boyutunda muhtemelen sopa benzeri bir cisimle vurulma sonucu oluşan ekimotik alan mevcut.”

Cenaze Yemeğinde Esrarlı Kek

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2019/10/30/cenaze-yemeginde-yanlislikla-esrarli-kek-servis-edildi/

Cenaze yemeğinde yanlışlıkla esrarlı kek servis edildi

Almanya'da bir cenaze yemeğinde yanlışlıkla esrarlı kek servis edildi. Yemeğin verildiği restoranın sahibinin kızının pişirdiği kek yanlışlıkla davetlilerin önüne çıktı; keki yiyenler baş dönmesi yaşadı.

27 Ekim 2019 Pazar

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1647724/ingiltere_de_icinde_39_cesedin_bulundugu_TIR_da_oldugu_dusunulen_Vietnamli___Oluyorum__nefes_alamiyorum__cok_uzgunum_.html

İngiltere'de içinde 39 cesedin bulunduğu TIR'da öldüğü düşünülen Vietnamlı: 'Ölüyorum, nefes alamıyorum, çok üzgünüm'

İngiltere'nin Essex bölgesinde içinde 39 kişinin cesedinin bulunduğu TIR'la ilgili soruşturma sürerken, çoğu Vietnamlı aile, haber alamadıkları yakınlarının TIR'da ölmüş olabileceğinden endişe ediyor. TIR'da öldüğü düşünülen 26 yaşındaki Vietnamlı bir kadın ailesine "Ölüyorum, nefes alamıyorum, yurt dışına çıkışım başarısız oldu üzgünüm" mesajı attı.
Yayınlanma tarihi: 26 Ekim 2019 Cumartesi, 12:10
BBCPham Thi Tra My ve Nguyen Dinh Luon'un TIR'da ölenler arasında oldukları düşünülüyor.
İngiltere'nin güneydoğusundaki Essex bölgesinde içinde 39 cesedin bulunduğu TIR'la ilgili soruşturma kapsamında polis dört şüpheliyi sorgularken, TIR'ın içinde İngiltere'ye geçmeye çalışanların birçoğunun Vietnamlı olabileceği belirtiliyor.
Essex Polisi ilk incelemeler sonunda tüm kurbanların Çin vatandaşı olduğu tespitinde bulunmuştu. Ama Vietnamlıları temsil eden kuruluşlar ve Vietnamlı aileler TIR'dakilerin çocuğunun yakınları olabileceğini söylüyor.
26 yaşındaki Vietnamlı Pham Thi Tra My da TIR'da öldüğü düşünülen Vietnamlılardan biri.
Pham Thi Tra My, Salı günü ailesine cep telefonundan attığı mesajlarda nefes alamadığını söylemişti.
Tra My'den alınan son mesaj, Salı günü TIR, Belçika'nın Zeebrugge limanına varmadan iki saat önce, yani İngiltere saatiyle 22.30'daydı.
Tra My mesajında "Anne, baba, yurt dışına çıkışım başarısız olduğu için gerçekten, gerçekten çok üzgünüm. Ölüyorum, nefes alamıyorum. Anne, baba sizi çok seviyorum. Çok üzgünüm Anne" yazdı.
BBC'nin konuştuğu Tra My'ın ağabeyi Pham Ngoc Tuan, kız kardeşinden o günden sonra hiç haber alınamadığını söyledi ve "Kardeşimin ailesinin yanına dönebilmesi için İngiliz polisinin soruşturmaya yardım etmesini istiyorum" dedi.
Ağabey Ngoc Tuan, kız kardeşinin İngiltere'ye getirilebilmesi için 30.000 sterlinlik ücretin bir kısmının insan kaçakçılarına ödendiğini söyledi ve kardeşinin son olarak Belçika'da olduğuna dair bilgi edindiklerini ifade etti.
BBC'ye konuşan Ngoc Tuan, kardeşinin İngiltere yolculuğunun 3 Ekim'de başladığını ve yola çıkmadan önce ailesine, 'aracılar izin vermediği için kendisini aramamaları gerektiğini' söylediğini anlattı.
Ağabey, "Önce Çin'e uçtu, birkaç gün orada kaldı sonra Fransa'ya gitti. Aslında her vardığı yerde bizi aradı. İngiltere sınırını ilk olarak 19 Ekim'de geçmeye çalıştı ama yakalandı ve geri döndü. Ama hangi limandı tam emin değilim" dedi.

Kaçakçılar ücretleri geri ödedi

İnsan kaçakçılarının kendilerine ödenen ücretin bir kısmının bazı ailelere iade edildiği belirtiliyor.
Vietnamlı 20 yaşındaki Nguyen Dinh Luong'ın da 39 kurbandan biri olduğu düşünülüyor.
Polis, içinde 39 cesedin bulunduğu TIR'ı başka bir bölgeye taşıdı.EPAPolis, içinde 39 cesedin bulunduğu TIR'ı başka bir bölgeye taşıdı.
BBC'nin elde ettiği bilgilere göre 26 yaşındaki Vietnamlı bir erkek ve 19 yaşındaki Vietnamlı bir kadın da kayıplar arasında.
19 yaşındaki Vietnamlı kadının ağabeyi, kardeşinin, Salı günü Belçika yerel saatiyle sabah 07.20'de kendisini aradığını anlattı. Kardeşi bir konteynıra bindirildiğini ve fark edilmemek için telefonunu kapattığını söyledi.
Ağabey o tarihten itibaren kardeşinden hiç haber alamadı.
Ağabey, gece yarısı insan kaçakçıların ödenen parayı aileye geri iade ettiğini söyledi. 26 yaşındaki Vietnamlı erkeğin ailesi de ödenen parayı geri aldıklarını anlattı.
İngiltere'de Vietnamlıların temsil eden VietHome adlı kuruluş da, TIR'ın bulunduğu günden bu yana yaklaşık 20 kişinin kayıp olduğuna dair fotoğraflar bulunduğunu söyledi.
Kuruluş, kayıp haberlerinin Çarşamba günü gelmeye başladığını ve kaybolanların yaş aralığının 15 ila 45 arasında değiştiğini söyledi.
Vietnam'ın Londra Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, Perşembe gününden bu yana Essex Polisi ile işbirliği içinde oldukları belirtildi.
Çin'in Londra Büyükelçisi Liu Şiaoming de Çin'in 'insan kaçakçılığına karşı sert ve etkin önlemler aldıklarını' ifade etti.
Büyükelçi, uluslararası topluma seslenip 'insan kaçakçılığı suçuna karşı işbirliğinin artırılması' çağrısında bulundu.
EssexBBC

Soruşturma ne aşamada?

Polis, olayla ilgili dört kişinin sorgusuna devam ediyor.
Cuma günü Stansted Havalimanı'nda yakalanan 48 yaşındaki bir kişi 'adam öldürme ve insan kaçakçılığı' suçundan gözaltına alındı. Şüpheli'nin Kuzey İrlanda'dan olduğu belirtildi.
Warrington'da gözaltına alınan 38 yaşındaki bir kadın ve bir erkek de aynı suçlamalarla karşı karşıya. Polis, bu iki şüphelinin evinde incelemelerde bulundu.
25 yaşındaki TIR şoförü Mo Robinson da Çarşamba gününden bu yana 'adam öldürme' suçundan gözaltında. Robinson'un sorgu süesi de uzatıldı.

TIR ne zaman bulunmuştu?

Essex'teki Grays Waterglade Sanayi Parkı'nda 23 Ekim tarihinde içinde 39 cesedin bulunduğu bir TIR bulundu. 31'inin erkek, 8'inin de kadın olduğu kurbanların cesetleri TIR'ın buzdolabı bölümündeydi.
Grays, Londra'nın yaklaşık 15 kilometre doğusunda yer alıyor. Tırın şoförünün limandan aldığı konteynerin içinde ne olduğunu bilmediği, Waterglade'e vardığında cesetleri fark edip ambulans çağırdığı tahmin ediliyor.

Dört Kez Uzaklaştırma Kararı

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1647801/_Bebegin_kiz_oldugunu_ogrenince_iskence_gunleri_basladi_.html

"Bebeğin kız olduğunu öğrenince işkence günleri başladı"

Antalya'da, kız çocuğuna hamile kaldığı için erkek arkadaşı İbrahim E. (46) tarafından dövülen ve bebeği karnında ölen Gonca Sadıklı (32), kapatıldığı evde 3 gün işkence gördü. Beyin kanaması geçiren ve başına 28 dikiş atılan genç kadın, 4 kez uzaklaştırma kararı aldırmasına rağmen işkenceci sevgilisinden kurtulamadı. İbrahim E.'nin kendisini öldürmesinden korkan Sadıklı, "Erkek çocuk istiyordu. Kız çocuğuna hamile olduğumu öğrenince şiddet başladı. Benim ve ailemin can güvenliği yok" dedi.
Yayınlanma tarihi: 26 Ekim 2019 Cumartesi, 11:30
[Haber görseli]
Antalya'da 5 yıldızlı otelde çalışan Gonca Sadıklı, 2014 yılında Belek turizm merkezinde deri mağazasında çalışan İbrahim E. ile tanıştı. Yaklaşık bir yılın sonunda ikili, dini nikah yaparak birlikte yaşamaya başladı. Ölen eşinden 3 kızı olan İbrahim E., Gonca Sadıklı'nın erkek çocuk doğurmasını istedi. Evliliklerinin ikinci ayında hamile kalan Gonca Sadıklı, heyecanla bebeğin cinsiyetinin belli olmasını bekledi. İddiaya göre alkol ve kumar alışkanlığı bulunan İbrahim E., bebeğin cinsiyetinin kız olduğunun ortaya çıkmasıyla genç kadına şiddet uygulamaya başladı. Her akşam sevgilisinden şiddet gören Gonca Sadıklı, yaşadığı acıya rağmen sevdiği İbrahim E. ile yaşamaya devam etti. Ancak hamileliğinin 8'inci ayında gördüğü şiddet nedeniyle bebek öldü. Bir süre hastanede tedavi gören kadın, ilişkilerinin düzeleceği umuduyla İbrahim E. ile yaşamayı sürdürdü. Geçen yıl ise ayrılmaya karar verdi. Gonca Sadıklı, ayrılacağını söylemesinin ardından gördüğü şiddet nedeniyle hastanelik oldu. Tedavisinin ardından polis merkezine giden kadın, şikayetçi oldu. İbrahim E. hakkında bir ay evden uzaklaştırma kararı verildi.

TEHDİTLE PARA İSTEDİ

Uzaklaştırma süresinin bitmesiyle eve gelen İbrahim E., geçen ocak ayında genç kadından para istedi. Ölümle tehdit edilen kadın, annesi Hanife Işık'tan (55) yardım istedi. Anne Hanife Işık da oğlunun düğün hazırlıkları için çektiği banka kredisi olan 20 bin lirayı kızına verdi. Gonca Sadıklı parayı geri almak koşuluyla İbrahim E.'ye verdi. Parayı ödemeyen İbrahim E. geçen ağustos ayında Gonca Sadıklı'yı bir kez daha dövdü. Polis merkezine sığınan genç kadının şikayetçi olması üzerine, ikinci kez bir ay evden uzaklaştırma kararı verildi.

SİLAHLA EVİNİ BASTI

5 Eylül günü bu süre de doldu ve İbrahim E., evi tabancayla basarak camları kırdı, eşyalara zarar verdi. Genç kadını bir kez daha dövdü. Jandarma karakoluna sığınan kadın, tekrar şikayetçi olurken, İbrahim E.'ye üçüncü kez bir ay uzaklaştırma kararı verildi.

AĞIR İŞKENCE GÖRDÜ

Uzaklaştırma süresinin dolduğu 6 Ekim günü İbrahim E., Gonca Sadıklı ile görüşmek istediğini söyledi. İkili, Belek'te buluştu. Yenilen yemeğin ardından Gonca Sadıklı, borç verdiği 20 bin lirayı istedi. Çıkan tartışma sonrasında İbrahim E., Gonca Sadıklı'yı otomobilde dövdü.
Başına aldığı yumruk darbeleriyle bayılan kadını bir arkadaşının evine götüren İbrahim E., 3 gün boyunca burada ağır şiddet uyguladı. Genç kadının bilincini yitirmesi üzerine İbrahim E., bir arkadaşını çağırarak, hastaneye gönderdi. Beyin kanaması geçirdiği belirlenen Sadıklı, sevk edildiği Antalya Atatürk Devlet Hastanesi'nde ameliyata alındı. Başına 28 dikiş atıldı. Sadıklı, beyin cerrahi servisindeki tedavisinin ardından 24 Ekim'de taburcu edildi. Kadının şikayeti üzerine, sevgilisi hakkında yine bir ay uzaklaştırma kararı verildi.

İŞKENCEYİ ANLATTI

Son olaydan sonra annesinin evine sığınan Gonca Sadıklı, yaşadığı kabus dolu günleri Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine anlattı. İbrahim E.'yi çok sevdiği için onca şiddette katlandığını anlatan Sadıklı, ameliyat sonrasında hafıza kaybı yaşadığını, pek çok şeyi hatırlamadığını söyledi. Bu nedenle ifadesinin de alınmadığını belirten Gonca Sadıklı, "Verdiğim parayı alma ümidiyle yanına gittim. Yemek yedikten sonra araçta beni yumruklamaya başladı. Üç gün, bir arkadaşına ait evde her türlü işkenceyi yaptı. Öleceğimden korktuğu için beni bir arkadaşı aracılığıyla hastaneye gönderdi" dedi.

CEZAEVİNDE YATMIŞ

İbrahim E.'nin eski kız arkadaşına uyguladığı şiddet nedeniyle yaklaşık 4 yıl hapis yattığını ve denetimli serbestlikten yararlanarak, tahliye olduğunu belirten Sadıklı, "Eksi kız arkadaşının da başına 36 dikiş atılmış. Bundan dolayı hapis yatmış. Tehdit ediyor. Benim ve ailemin can güvenliği yok. Bugüne kadar tam dört defa uzaklaştırma kararı aldırdım. Süre bittikten bir gün sonra mutlaka kapıma dayanıyor ve beni dövüyor. Şu an yarı ölü gibiyim" diye konuştu.

'ÇOCUĞUMU ÖLDÜRDÜ'

İbrahim E.'nin sürekli erkek çocuk istediğini belirten Gonca Sadıklı, "Önceki eşinden üç kızı vardı. Bu nedenle hep erkek çocuk istiyordu. Kız çocuğuna hamile olduğumu öğrenince beni dövmeye başladı. Hamileliğimin 8'inci ayında yine dövdü. Bu nedenle karnımdaki bebeğim öldü. Bir daha da korkudan hamile kalmadım. Beni öldürmesinden korkuyorum. Bu kadar uzaklaştırma kararına rağmen, ceza almadığı için her seferinde daha da hırçınlaşıyor. Biz kadınları koruyacak bir mekanizma yok mu? Şiddet sonucu öldürülen kadınların arasına girmem mi bekleniyor? Benim sonum da Emine Bulut gibi mi olsun" diye konuştu.

EMEKLİ MAAŞINA HACİZ

Gonca Sadıklı'nın annesi Hanife Işık da şunları söyledi:
"Kızımı tehdit ederek para istemiş. Korktuğumuz için parayı verdik. Oğlumun düğün hazırlıkları için kredi çekmiştim. 20 bin lira verdik. Geri ödemediği için emekli maaşımdan kesiliyor. Şikayetçi olduk. Kızım ölümden döndü. Daha önce de benzer suçtan kaydı var. Neden ceza almıyor anlamıyoruz. Tehdit ve hakaret dolu mesajlar atıyor bize. Kasım ayında uzaklaştırma süresi bitiyor. Yine korumasız kalacağız."
YARALAMA OLMADIĞI İÇİN DAVA AÇILMADI

Antalya'da, kız çocuğuna hamile kaldığı için erkek arkadaşı İbrahim E.'den şiddet gördüğünü söyleyen Gonca Sadıklı, 4 kez uzaklaştırma kararı verilmesine rağmen dava açılmadığını belirtti. Her seferinde şikayetçi olduğunu belirten Sadıklı, "Daha önceki olaylarda yaralama hadisesi olmadığı için dava açılmadı. Basit darp olarak işlem yapıldı ve bu nedenle uzaklaştırma verildi. Son olayda ise canıma kast etti. Kendisinden şikayetçi oldum. Ancak başıma aldığım darbeler ve ameliyat nedeniyle polise sağlıklı ifade veremedim. Bundan dolayı İbrahim E. hakkında henüz açılan bir dava yok. Ancak polis inceleme başlattı, ben de şikayetçi oldum. Umarım tutuklanır, çünkü canıma kast etti" diye konuştu.

Maç için Yanlış Şehre Gitmek

https://www.gazeteduvar.com.tr/spor/2019/10/24/genk-diye-gente-gidince-maci-barda-izlediler/

'Genk' diye 'Gent'e gidince maçı barda izlediler

Şampiyonlar Ligi'nde Genk-Liverpool maçını izlemek için Belçika'ya giden iki Liverpool taraftarı, yanlışlıkla Gent şehrine gidince maçı bir barda izlemek zorunda kaldılar.
Liverpoollu iki taraftar kullanamadıkları maç biletleri ile bu pozu verdi.DUVAR – Şampiyonlar Ligi’nde, Livepool ve Belçika’nın Genk takımı karşı karşıya geldi. Liverpoollu iki taraftar, maçı izlemek için İngiltere’de Belçika’ya ulaştı, ancak, Belçika’nın Genk şehri yerine Gent şehrine gittiler. Maçı, Gent şehrinde bir barda izlemek zorunda kalan taraftarların durumu sosyal medyada ilgi çekti.
Tren biletlerine 400 pound (yaklaşık 3 bin TL) harcayan taraftarlardan biri olan Rob, “Gent’e vardığımızda Liverpool taraftarı görmeyince şaşırmıştık” ifadelerini kullandı. Rob, “Daha sonra maça bir saat kala yemeğe gittik. Gent taraftarı bir garsona ‘Bugün sizinle maçımız var’ dedim, o da ‘hayır yok’ dediğinde yanlış şehre geldiğimizi anladık” diyerek dedi.
Gent takımı ise Twitter’dan, Liverpoollu iki taraftarı kendi maçlarına davet etti. (DIŞ HABERLER)

Metroda İntihar

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1641193/Sisli_metrosunda_intihar___Cocugum_sana_emanet_.html?fbclid=IwAR3di3U8ODxSnvo8tmEuuXQrM8TcVegwULRn5bXDJ-FRl7wKRqY3qXasd2U

Şişli metrosunda intihar: "Çocuğum sana emanet"

Şişli Mecidiyeköy metrosunda tren geldiği esnada raylara atlayan genç kadın feci şekilde hayatını kaybetti. Genç kadının cenazesi incelemelerin ardından kaldırılırken, çantasından ailesinin sevgilisiyle evlenmesine izin vermediğini anlatan ve “Çocuğum sana emanet ona iyi bak” yazan intihar notu çıktı.
Yayınlanma tarihi: 22 Ekim 2019 Salı, 13:43
[Haber görseli]
Olay, saat 13.00 sıralarında Yenikapı-Hacıosman metrosu Şişli Mecidiyeköy istasyonunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir süre önce eşinden boşanan 22 yaşındaki Gizem Y., küçük kız çocuğuyla birlikte yaşamaya başladı. Genç kadın hayatını bu şekilde sürdürürken yeni biriyle tanışarak sevgili oldu. Bir süre sonra Gizem Y., erkek arkadaşını ailesiyle tanıştırmak ve onunla evlenmek istedi. Ancak genç kadının ailesi, sevgilisiyle evlenmesine karşı çıktı. Bu nedenle bunalıma girdiği iddia edilen genç kadın, bugün geldiği Mecidiyeköy metrosunda tam tren geldiği esnada raylara atladı. Makinistin son anda fark ettiği ancak duramadığı öğrenildiği olayda, genç kadın feci şekilde hayatını kaybetti. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri, trenin altında sıkışan genç kadını yapılan çalışmaların ardından çıkarttı. Sağlık ekiplerinin Gizem Y. üzerinde yaptığı tetkikler sonucunda hayatını kaybettiği belirlendi. Olayın ardından Mecidiyeköy metro istasyonu görevliler tarafından boşaltıldıktan sonra güvenlik şeridi çekilerek kullanıma kapatıldı.
“ÇOCUĞUM SANA EMANET ONA İYİ BAK”
Olay yerine gelen inceleme ekiplerinin ve cumhuriyet savcısının incelemelerinin ardından Gizem Y.’nin cenazesi, cenaze aracıyla incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Öte yandan genç kadının çantasını inceleyen ekipler, bir intihar notuna ulaştı. Genç kadının bıraktığı notta, sevgilisi ve ailesiyle aralarında geçenleri yazdığı ve son olarak notun altına da, “Çocuğum sana emanet ona iyi bak” dediği ortaya çıktı.
Polis ekiplerinin olayla ilgili başlattığı inceleme sürüyor.


9 Ekim 2019 Çarşamba

Oklavayla Cin Kovulur

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1620330/_Oklava_ile_cinleri_kovmus__.html

'Oklava ile cinleri kovmuş!'

Çocukları olmayan çiftler için oklava ile cin çıkarma seansı düzenlediği ve muska ile onları tedavi ettiği öne sürülen Salih Gedik hakkında, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan 10 yıla, ona yardım eden üç kişi hakkında da 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İddianamede, Salih Gedik'in ihbar üzerine adrese karı-koca gibi giden polis memurları M.B. ve T.A.'ya, sübyan ve tıbık cini nedeni ile çocuklarının olmadığını söyleyerek, sırtlarına oklava ile dokunup muska yazdığı belirtildi.
İddianamede, Salih Gedik'in ihbar üzerine adrese karı-koca gibi giden polis memurları M.B. ve T.A.'ya, sübyan ve tıbık cini nedeni ile çocuklarının olmadığını söyleyerek, sırtlarına oklava ile dokunup muska yazdığı belirtildi.
Kartal'da çocukları olmayan çiftler için oklava ile cin çıkarma seansı düzenlediği ve onları muska ile tedavi ettiği öne sürülen Salih Hoca olarak bilinen Salih Gedik ile ona yardım eden 3 kişi hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak İstanbul Anadolu 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede, ihbar üzerine Salih Gedik hakkında soruşturma başlatıldığı belirtildi.
OKLAVA İLE CİNLERİ KOVDU!
Bilgisine başvurulan kişilerin Salih Hoca olarak tanıdıkları şüpheli Salih Gedik'e muskalar karşılığı 250 TL para verdiğini söyledikleri belirtilen iddianamede, şüpheli Salih Gedik'in kendisine başvuran bir kadına, "Karnında 'sübyan ve tıbık cini' olması nedeniyle çocuklarının olmadığını söylediği, kendisi ve eşinin sırtına oklava ile dokunduğu, ayetler yazılı kağıtlar verip bunları suya atıp okumalarını önerdiği" belirtildi.
POLİS MEMURLARI KARI-KOCA KİMLİĞİ İLE SUÇÜSTÜ YAPTILAR
İhbar sonrası polis memurları M.B. ve T.A.'nın karı koca gibi adrese gönderildikleri belirtilen iddianamede, "Şüpheli Salih Gedik, 'çocuğumuz olmuyor' denilmesi üzerine sırtlarına oklava ile dokundu. M.B.'ye kendisinde 'sübyan ve tıbık cini' olması nedeni ile çocuklarının olmadığını söyledi.
Ayetler yazılı kağıtlar verip suya atıp okumalarını istedi. İlaveten 300 TL karşılığında muska yazması gerektiğini ve muayene için de 30 TL ücret ödemeleri gerektiğini söyledi" denildi.
İddianamede Salih Gedik'in ifadesine de yer verildi. İddianamede, Gedik'in, kimseye para karşılığı muska yazmadığını, bazen gelen kişilerin gönlünden koparak para bıraktıklarını, cin çıkartma yapmadığını, kimseye oklava ile dokunup tedavi etmediğini söylediği belirtildi.
PARA MAKBUZLARI SORULUNCA SUSMA HAKKINI KULLANDI
Gedik'in işyerinde bulunan para ve makbuzlara ilişkin olarak da susma hakkını kullandığı kaydedildi. İddianamede, Salih Gedik'in faaliyet gösterdiği adreste 28 bin 177 kişiye ait bilgilerin olduğu bir dosyanın, Gül Medyum Hizmetleri adına düzenlenmiş vergi levhası ve çeşitli materyallerin bulunduğu belirtildi.
10 YILA KADAR HAPİS İSTEMİYLE YARGILANACAK
Salih Gedik'in, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla, ona yardım ettiği öne sürülen üç kişi hakkında da, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılığa yardım" suçundan 1.5 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.
İDDİANAME KABUL EDİLDİ
İddianamenin gönderildiği İstanbul Anadolu 15. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek duruşma günü verdi.

'Beynelmilel' operasyonu

https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/10/08/urfada-jandarmadan-beynelmilel-operasyonu/

Urfa'da jandarmadan 'Beynelmilel' operasyonu

Urfa’da 7 kişi evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı ve 4 gün sonra tutuklandılar. Düğün salonlarında çalışan 7 kişinin suçu ise 2015 ve 2016 tarihlerinde düğünlerde şarkı söylemek, saz çalmak, video çekmek. Avukat Mustafa Vefa, müzisyenlerin tutuklanmasını 'Beynelmilel' filmindeki müzisyenlerin tutuklanma sahnesine benzetti.

Psikojenik Ölüm

https://dusunbil.com/psikojenik-olum-ya-da-vazgecisin-5-asamasi/

Görsel: “Ophelia”, Sir John Everett Millais, 1851-2
Yeni araştırmalar gösteriyor ki, sadece yaşama arzusundan vazgeçerek ölebilirsiniz.
  • Vazgeçiş ya da psikojenik ölüm, gerçek ve korkunç bir durumdur.
  • İnsanlar hayattan vazgeçmelerine sebebiyet verebilecek büyük bir travma yaşadıklarında üç gün gibi kısa bir süre içinde ölebilirler.
  • Bu vazgeçişin 5 aşaması vardır
Yalnızca yaşama arzusundan vazgeçerek ölebilir misiniz? Evet, Birleşik Krallık’taki Portsmouth Üniversitesi’nden Dr. John Leach’in yürüttüğü araştırmaya göre bu mümkün.
Bu, kendi türündeki ilk çalışma, psikojenik ölüm olarak bilinen medikal kondisyonu anlatmak için kullanılan ”vazgeçiş” fenomenini inceliyor.
Peki, bu nasıl mümkün oluyor? Araştırmaya göre bu ”vazgeçiş” sendromu, kaçışı olmayan bir travmayla gerçekleşebilir ve bu durumda ölüm fikri mantıklı ve kaçınılmaz gelebilir. Hiçbir müdahale olmadığında, yaşamdan bu geri çekilişten üç gün kadar kısa bir süre sonra kişi gerçekten ölebilir.
Bu durumun intiharla aynı şey olmadığını bilmek önemli.
Psikojenik ölüm gerçektir. Bu, intihar değildir ve depresyonla ilintili de değildir. Yaşamdan vazgeçiş eylemi ve genellikle sonrasındaki birkaç gün içinde gelen ölüm çok ciddi ve gerçek bir durumdur ve çoğunlukla şiddetli travmaya bağlıdır.
Dr. Leach
Doktora göre bu vazgeçiş, anterior singulat korteksteki değişime bağlı olabilir; bu bölge beynin frontal-subkortikal bir devresidir ve insanın amaca yönelik davranışlarını ve motivasyonunu kontrol eder.
Şiddetli travma bir kişinin anterior singulat korteksindeki işlev bozukluğunu tetikleyebilir. Yaşamla başa çıkmak için motivasyon mecburidir ve burada başarısızlık olursa hissizlik neredeyse kaçınılmazdır.
Dr. Leach
Fakat bu vazgeçiş halinin bir kurbanı olsanız bile ölüm kaçınılmaz değildir. Kişiye tekrar bir tercih ve kontrol hakkının olduğu hissini verecek fiziksel aktiviteler gibi farklı müdahaleler bu dopamin salınımındaki kötü döngüyü kırabilir.
Dr. Leach ölüme sebebiyet verebilecek bu psikolojik çöküşün ilerleyişini 5 basamakta tanımlıyor:
1. Sosyal Geri Çekilme: Dr. Leach’e göre bu durum genellikle psikolojik bir travmayı takip eder ve bir başa çıkma mekanizması olarak değerlendirilebilir. Bu pasif durum sosyal etkileşime girmeme, coşkusuzluk, kayıtsızlık ve sadece kendiyle meşgul olma haliyle karakterizedir. Eski savaş mahkumları yakalandıktan sonra sıklıkla bu duruma girerler.
2. Hissizlik: Bu durumdaki bir kişi sanki kendini daha fazla korumak istemiyormuşçasına bir enerjisizlik ve melankoli gösterir. Bu hal özellikle banyo yapmak gibi, hiçbir aktivite için çaba harcamamayla beraber yaşantılanır.
3. İrade Kaybı: Bu aşamada kişi yalnızca motivasyonunu kaybetmekle kalmaz buna ek olarak konuşma isteği kalmadığı için neredeyse hiç duygusal tepki göstermez. Acı çeken kişi tamamen kendi içine çekilir ve ne kendine ne de başkalarına yardım etme isteği veya yetisi kalmaz. Dr. Leach bu durumu ”içeriği olmayan boş bir zihin ya da bilinçlilik” olarak tanımlıyor. Zihin bekleme moduna geçmiştir.
4. Ruhsal Akinezi: Bu aşamada kişi bilinçlidir fakat o kadar derin bir hissizlik içindedir ki fiziksel darbe almak gibi yoğun bir acı bile bir tepki yaratmaz. Araştırmacılara göre; ruhsal akinezi deneyimleyen bir insan yalnızca duş almamakla kalmaz, çoğunlukla da kendi pisliğinin içinde uzanıp kalır.
5. Psikojenik Ölüm: Bu son aşamada kişi yaşamdan tamamen vazgeçer ve dağılır. Dr. Leach’e göre bu aşamaya ulaşmış bir kişi ”kendi dışkısının içinde yatıyor olabilir ve uyarı, dayak veya yalvarış gibi herhangi bir dış uyaran ona yaşam isteği vermez.” Toplama kamplarındaki mahkumlar sakladıkları sigaralarını içtiklerinde bu aşamaya ulaşmış olarak kabul edilir; bu kamplarda sigara çok değerli olduğu ve yiyeceklerle takas edildiği için, sigarasını içen bir mahkumun hayattan tamamen vazgeçtiği düşünülür. Ölüm de genellikle birkaç gün içinde gerçekleşir.
Yazan: Paul Ratner
Çeviren: Cahide Ezgi Yıldız
Kaynak: BigThink

21 Yıl Sonra İlk Kez Gördü

http://www.cumhuriyet.com.tr/video/video/1616450/21_sene_sonra_ilk_defa_gordu....html

21 sene sonra ilk defa gördü...

Bursa’da doğuştan görme engelli olan Ayşe Acar, 21 sene sonra anne ve babasını görmenin mutluluğunu yaşadı. Kendini dünyaya getiren ailesini görmenin anlatılamaz bir duygu olduğunu dile getiren genç kızın doktoruna sarılma anı herkesi duygulandırdı.
[Haber görseli]
















Acar ailesinin 5 çocuğundan biri olan 21 yaşındaki Ayşe Acar, doğuştan görme engelini kaldırmak için gitmediği hastane kalmadı. Yaşadığı karanlık günleri organ nakli ile ışığa çeviren herkese teşekkür eden Acar, “Buna sebep olan herkesten Allah razı olsun. 21 senedir dünyayı görmedim. İlk kez bir ışık gördüm. Hayatımda görmediğim ışığı gördüm. Yepyeni bir dünyaya geldim. Okula gidemedim. Bundan sonra okumak istiyorum. Yeni bir geleceğe başlayacağım. Görünce çok güzel şeyler hissettim. Sanki yeniden doğmuş gibi oldum. İnsanın en önemli olayı ışık görmesidir. İnsanın annesini, babasını görmesi en güzel duygudur. Seni dünyaya getiren anne babanı görmemek çok zor bir şey olduğunu kimse bilemez. Ben bu duyguyu hocamız sayesinde yaşadım. Allah bin kere razı olsun” dedi.
Ameliyatı gerçekleştiren Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Baykara, “Hastamız Ayşe Acar 21 yaşında. İki gözü de doğuştan görmüyordu. Daha önce bir çok yere gitmiş, biz hastamıza kornea nakli yaptık. Beraberinde bir ameliyat daha gerçekleştirdik. Bu ameliyattan sonra çok büyük bir değişim oldu. Kendisi görmeye başladı. Günlük hayatta kendini idare edebilecek duruma geldi. Bu hastadaki durumu açıklamamızdaki sebebi kornea nakli ülkemizde yapılıyor. Organ bağışına dikkat çekmek istiyorum. Çünkü bu dokunun insana kaynaklı bir dokudur. Ölmüş kişiden alınan dokular nakil ediliyor. Bu hastamızda da olduğu gibi bütün hayatını bir başkasına bağımlı geçirmektense yapılacak bir doku nakliyle diğer insanlardan bağımsız hale gelip günlük hayatını devam ettirebilir. Ayşe’nin kardeşleri okula gidiyor ama kendisi göremediği için okula gidemedi ve birçok şeyden mahrum oldu. İnşallah bundan sonra daha iyi görecek. Kendine yeni bir gelecek kurma şansını elde edebilecek. Bağışla alınan kornealar değerlendirme sonrası testler yapılarak hazır hale gelince kadavra kaynaklı kornea kullanıyoruz. Ameliyatı Cuma günü yaptık ve o akşam gözünü açtım çok sevinçli bir tablo ile karşılaştık. Penceresini açılmış oldu. Görmesini daha arttırmak için belki bir gözlük ihtiyacı olacak belki de başka düzeltme aracına ihtiyaç olacak. Gözündeki dikişleri aldıktan sonra daha iyi hale getireceğiz” diye konuştu.
Kızının görmesiyle dünyalara sahip olduğunu belirten baba Mustafa Acar ise, “Kızımı birçok yere götürdük, bir çaresini bulamadık. İstanbul’da 4-5 tane doktora gösterdik, yine çare olmadı. Çok şükür hocamıza geldiğimizde hemen bize 'Ayşe’yi getirin' dedi. 2- 3 gün burada yattık. Ameliyat sonrası doktor gözlerini açınca dünyalar bizim oldu. 21 senedir bizi görmedi, bir şey görmedi. Hocamızın sayesinde kızımızın gözü açıldı. Kızım annesini, babasını gördü. 21 sene sonra bugün kızım dünyaya geldi. Allah hocamdan razı olsun” şeklinde konuştu.

Altı fil, birbirlerini kurtarmaya çalışırken öldü

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2019/10/06/alti-fil-birbirlerini-kurtarmaya-calisirken-oldu/

Altı fil, birbirlerini kurtarmaya çalışırken öldü

Tayland'da altı fil, birbirlerini kurtarmak isterken öldü. Fillerin, 'Cehennem Şelalesi' adı verilen şelaleye düşen bir yavru fili kurtarmaya çalışırken öldüğü belirtildi.
Şelalede sürünün bir üyesini kurtarmaya çalışan bir fil.
DUVAR – Tayland’daki Khao Yai Ulusal Parkı’nda, bir bebek filin ‘Cehennem Şelalesi’ (Haew Narok) adlı şelaleye kayarak düşmesi sonrası bir trajedi yaşandı. Sürünün diğer üyelerinin yavruyu kurtarma girişimi, yavru dahil altı filin ölümüyle son buldu.
ÖNCE 3 YAŞINDA YAVRU, SONRA BEŞ YETİŞKİN FİL BULUNDU
Yetkililer durumu, bir grup filin şelalenin yakınındaki bir yolu kapattığı haberinin gelmesiyle fark etti. Araştırma sonucunda, şelale yatağında üç yaşındaki bir yavru filin cansız bedeni bulundu. Yakın bir noktada da beş diğer filin öldüğü anlaşıldı.
Ölen filler birarada bulundu.
İKİ FİL YAMAÇTA KURTARILDI
Taylandlı yetkililer, aynı bölgeye bakan bir yamaçta iki filin bulunduğunu açıkladı. Yamaçtan kaymamaya çalışan bu filler kurtarıldı. Ulusal Park yöneticisi Khanchit Srinoppawan, kurtarılan iki filin izleme altına alınacağını açıkladı. Koruma ve besin bulmak konusunda sürülerine güvenen fillerin hayatta kalmakta zorlanabileceği belirtildi.
Yamaçta ayakta durmakta zorlanan iki fil.
‘AİLELERİNİN YARISINI KAYBETMİŞ GİBİLER’
Fillerin yas tuttuğu bilinirken, bir doğal hayatı koruma vakfının başkanı olan Edwin Wiek de iki filin duygusal açıdan zorlanabileceğini söyledi. BBC’ye konuşan Wiek, kurtarılan iki filin yaşadıkları için “Ailenizin yarısını kaybetmek gibi. Yapabileceğiniz hiçbir şey yok, ne yazık ki tabiat böyle” dedi.
Cehennem Şelalesi geçmişte de benzer bir olayla gündeme gelmişti. Aynı şelaleye düşen sekiz fil Tayland’da ulusal bir meseleye dönüşmüştü.
Tayland, artık sadece 7 bin Asya filine ev sahipliği yapıyor. Bu hayvanların yarısından fazlası esir hayatu yaşıyor. (DIŞ HABERLER)

5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de yaşıyor

 https://www.gazeteduvar.com.tr/5-yil-sonra-komadan-uyandi-ama-1980de-yasiyor-galeri-1730230?p=7 5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de ...