İzleyiciler

30 Mart 2023 Perşembe

Anadilini 68 yaşında öğrendi: Bir dilden niye korkulur?

 https://www.gazeteduvar.com.tr/anadilini-68-yasinda-ogrendi-bir-dilden-niye-korkulur-haber-1610523

Anadilini 68 yaşında öğrendi: Bir dilden niye korkulur?

Çocukken Türkçe bilmeyen, okula başladıktan sonra ise Kürtçe'yi unutan Mehmet Sami Medeni, kursa giderek anadilini yeniden öğrendi. Medeni en çok Kürtçe için 'Bilinmeyen dil' denmesine içerliyor.

Anadilini 68 yaşında öğrendi: Bir dilden niye korkulur?
Mehmet Sami Medeni
Google Haberlere Abone ol

Evrim Deniz

DİYARBAKIR - Emekli çiftçi 68 yaşındaki Mehmet Sami Medeni, anadili Kürtçe'yi öğrenmek için 68 yaşında Diyarbakır'da Halk Eğitim Merkezi'nde kursa gitmeye başladı. 5 ay boyunca kursa giden ve çocukken bildiği, ancak kullanmaya kullanmaya unuttuğu anadilini yeniden 'hatırlayan' Mehmet Sami Medeni Kürtçe'yle ilişkisini şöyle anlattı:

"İlkokulu köyde okudum. İlkokula gidene kadar hiç Türkçe bilmiyordum. Ailemde babam dışında kimse Türkçe bilmezdi. Okula başladıktan sonra çok zorluk çektim, sadece ben değil sınıf arkadaşlarım da çok zorlandı. Türkçe bilmediğimiz için sürekli dayak yerdik. Hele 'Andımız'ı ezberlemek bizler için eziyetti. Hiç Türkçe bilmiyorduk, nasıl ezberleyelim? İlkokuldan sonra Diyarbakır merkeze taşındık. Kürtçeyi iyice unuttuk. Konuşamayınca unutuyor insan.''

'ÖĞRETMEN DE ŞAŞIRDI'

Gündelik konuşmalarda Kürtçe'yi kullandığını ancak anadilinin inceliklerini öğrenmek istediğini belirten Medeni, "Birkaç defa Youtube üzerinden öğrenmeye çalıştım ama yaşlı biriyim. Oradan öğrenemedim. Sordum, araştırdım ve Halk Eğitim Merkezi'nde ders verildiğini öğrendim. Kaydımı yaptırmaya gittim. Öğretmen beni görünce çok şaşırdı ve mutlu oldu. Bu yaşta heveslenmiş olmam onu da şaşırtmıştı tabi" dedi.

‘YILLARDIR BU ŞEHİRDE YAŞIYORUZ AMA ANADİLİMİZİ BİLMİYORUZ’

Kursa başladığında çevresindeki insanlardan, 'Ne gerek var ki' gibi tepkiler almış. ''Bu yaştan sonra dil mi öğreneceksin?" diyenlere, "Ben sıfırdan bir dil öğrenmiyorum, anadilimi öğreniyorum" diye karşılık vermiş.

Başlarda çok zorlandığını söyleyen Medeni, "Zamanla her şey kolaylaştı" dedi: "Sınıf arkadaşlarım her yaştandı. Gençler vardı, yaşı bana yakın olanlar vardı ama en yaşlı öğrenci bendim. Çoğu aynı sebeple gelmişti kursa. Yıllardır bu şehirde yaşıyoruz ama çoğumuz anadilimizi bilmiyorduk, bu korkunç bir şey. Beş ay gittim kursa ve çok ilerledim. Okumam ve konuşmam çok gelişti. Bir tek yazmayı geliştiremedim. Yazılışı farklı, okunuşu farklı bir dil."

Kürtçesini Türkçe kadar gelişemediğini belirten Medeni, "Çünkü okullarda anadil eğitimi yok. Hatta sistem bu dilin unutulması üzerine kurulu" diye konuştu. Kürtçenin zengin bir dil olduğuna dikkat çeken Medeni, şunları söyledi: "Kürtçenin bu kadar zengin bir dil olduğunu kursa gidince fark ettim. Bölgeler arası farklılıklar vardı, bunları da çok heyecanla öğreniyordum, hepsi ayrı bir zenginlik.''

Kursa başladıktan sonra çevresindeki insanları da teşvik etmiş: "'Çevremdekilere 'Gelin beraber gidelim' dedim, ama korktular. Korkulacak ne var, bu sadece bir dil. Dil öğrenmek dünyayı keşfetmek gibidir. Bir dil kime ne zarar verebilir ki? Bir insanın annesinin, babasının dilini bilmesi kadar normal bir hak olabilir mi? Ben Kürtçeyi öğrendiğim için çok mutluyum. Tekrar gideceğim, tamamen öğrenene kadar da ders almaya devam edeceğim:"

'KÜRTÇE UYDURMA BİR DİL DEĞİLDİR'

Üniversitelerde Kürtçe bölümlerin açıldığını ancak rağbet görmediğini söyleyen Medeni bunun nedenini şöyle açıkladı: "Üniversitelerde Kürtçe bölümler açıldı ama atama yok. İnsanlar bu yüzden okumak istemiyor. Zaten ekonomik olarak geçinemiyorken neden önü açık olmayan bir bölüm okusunlar? Bu nedenle yok olmaya yüz tutan bir dil oldu Kürtçe. Sahipsiz bir dil. Bizler kendi çabamızla öğreniyoruz ama torunlarımız maalesef öğrenemeyecek. Bu da beni çok üzüyor. Aileme ve çocuklarıma sürekli bunu söylüyorum. Evimde Kürtçe konuşmaya çalışıyoruz. En azından kurslarda bu dilin alfabesini, okunuşunu, yazım kurallarını öğrenebiliyoruz. En önemlisi, Kürtçenin senelerdir söylendiği gibi ‘uydurma bir dil’ olmadığını biliyoruz."

‘SEÇİMDEN SONRA DURUMUN DEĞİŞMESİNİ BEKLİYORUZ’

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Kürtçe için 50 öğretmen kontenjanı vermesine değinen Medeni, bununla ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi:

''Bu ülkede milyonlarca Kürt var, bu dili öğrenmesi gereken binlerce kişi var. 50 öğretmen gibi bir sayı dalga geçmektir. Komik bir rakam, göstermelik bile değil. Bu dil köylerde, evlerde, okullarda, metropollerde konuşuluyor. Bizler gerçekçi adımlar beklerken 50 öğretmen gibi bir sayı ile bizlerden alkış bekliyorlar. Seçimden sonra bu durumun değişmesini bekliyoruz, en azından umudum var. Eğer barış ve kardeşlik gibi söylemlerinde samimilerse, bu dili artık suç unsuru olarak görmekten vazgeçsinler, bir halkın gerçekliği olduğunu fark etsinler. Bu dil, yüz yıllardır var. Bu dili konuşan koca bir halk var, önünü açmak zorundalar. Hastanelerde, resmi kurumlarda bir sürü dil için tercüman var ama Kürtçe için halen bilinmeyen dil deniliyor. Bu bizlere, kimliğimize yapılan en büyük hakarettir."

2 Mart 2023 Perşembe

Amazon ormanlarında kaybolan adam bir ay sonra sağ bulundu: Neler yaptığıma inanamazsınız

 https://www.gazeteduvar.com.tr/amazon-ormanlarinda-kaybolan-adam-31-gun-sonra-sag-bulundu-neler-yaptigima-inanamazsiniz-haber-1606214


Amazon ormanlarında kaybolan adam bir ay sonra sağ bulundu: Neler yaptığıma inanamazsınız

Bolivyalı Jhonattan Acosta, Amazon ormanlarında kaybolduktan 31 gün sonra sağ bulundu. Vahşi hayvanlarla karşılaştığını söyleyen Acosta, "Hayatta kalmak için neler yaptığıma inanamazsınız" dedi.

Amazon ormanlarında kaybolan adam bir ay sonra sağ bulundu: Neler yaptığıma inanamazsınız
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bolivyalı 30 yaşındaki Jhonattan Acosta, ülkenin kuzeyinde dört arkadaşıyla birlikte avlanırken onlardan ayrılıp kayboldu. Acosta, arkadaşları ve bölge halkının oluşturduğu arama ekipleri tarafından, kaybolduktan bir ay sonra bulundu.

Acosta gözyaşları içinde "İnanılmaz bir şey, insanların bu kadar uzun süre beni aradıklarına inanamıyorum" dedi.

BBC Türkçe'deki habere göre Unitel TV kanalına konuşan Acosta yabani meyvelerin yanı sıra, solucan ve böcek yediğini belirterek, "Bu kadar zaman hayatta kalmak için neler yaptığıma inanamazsınız" diye konuştu.

'BİR AYDA 17 KİLO VERDİ'

Acosta'nın ailesi, onun nasıl kaybolduğu ve bu kadar süre canlı kaldığına dair detayları anlamaya çalıştıklarını, ama hala psikolojik olarak travma yaşadığı için ağırdan aldıklarını söyledi.
Bu bir ayda 17 kilo kaybeden Acosta bulunduğunda vücudunun susuz kaldığı ve bir ayak bileğini incittiği ama buna rağmen aksayarak yürüyebildiği belirtildi.
Bolivya'da Pagina Siete gazetesine konuşan erkek kardeşi Horacio Acosta şunları söyledi: "Ağabeyim dördüncü gün bileğini burktuktan sonra hayatından endişe etmeye başlamış. Silahında sadece bir fişeği vardı, yürüyemiyordu ve kimsenin kendisini aradığını düşünmüyordu."

SON FİŞEĞİ YABAN DOMUZLARINA KARŞI KULLANDI

Jhonattan Acosta kaybolduğunda üzerinde bıçak veya lamba bulunmuyordu. Botlarında biriktirdiği yağmur suyunu içerek susuzluğunu gidermişti.
Acosta ailesine, ormanda kaybolduğu süreçte bir jaguar da dahil olmak üzere vahşi hayvanlarla da karşılaştığını, silahındaki son fişeği ise yaban domuzlarını korkutup kaçırmak için kullandığını anlattı.
31 gün sonra 300 metre kadar uzakta kendisini arayan bir grup insan gördüğünü ve dikkatlerini çekmek için onlara seslendiğini, çalıların içinde onlara doğru yol almaya çalıştığını söyledi.

TANRIYA ŞÜKRETMEK İÇİN GİTAR ÇALACAK

Kardeşi, Acosta'yı yöre halkından oluşan dört kişilik bir grubun bulduğunu belirterek, "Bir adam koşup geldi ve ağabeyimi bulduklarını söyledi. Bu bir mucizeydi" dedi ve bu tecrübeden sonra ağabeyinin avlanmayı tümüyle bırakmaya karar verdiğini, tanrıya şükretmek için gitar çalacağını söyledi.

Polis, Acosta'nın nasıl kaybolduğunu anlamak için dört arkadaşını sorgulayacaklarını kaydetti. (HABER MERKEZİ)

Bir mahallenin umudu: Devlet yoktu, Kepçeci Ali vardı

 https://www.gazeteduvar.com.tr/bir-mahallenin-umudu-devlet-yoktu-kepceci-ali-vardi-haber-1606079

Bir mahallenin umudu: Devlet yoktu, Kepçeci Ali vardı

Maraş merkezli 7,6'lık ikinci depremin ardından Malatya Akçadağ'a bağlı Ören Mahallesi'ndeki evlerin çoğu yıkıldı. Yolların ulaşıma kapandığı ilk günlerde mahallelinin umudu Kepçeci Ali oldu.

Bir mahallenin umudu: Devlet yoktu, Kepçeci Ali vardı
Google Haberlere Abone ol

Ardıl Batmaz

MALATYA- Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Ören Mahallesi, Maraş merkezli depremin ilkinde sarsılsa da binalar ayakta kaldı. İlk depremin şokunu atlatan Örenliler evlerine girdikleri sırada Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki ikinci deprem meydana geldi. Yaklaşık 600 hanenin bulunduğu mahallenin yüzde 80’i ikinci depremde yıkıldı.
Yoğun kar yağışının etkili olduğu ilk günlerde Ören’e ulaşım sağlanamazken Ali İlter, kapanan yolların açılmasından arama kurtarma çalışmalarına, defin işlemlerinden enkaz kaldırmaya, kayısı kurtarmadan enkazdan traktör çıkarmaya kadar birçok alanda mahallelinin umudu oldu. 

MAHALLELİ ARAYIP 'YETİŞ ALİ’ DEDİ

Ören Mahallesi’nde konuştuğumuz herkes 'Kepçeci Ali’den, onun depremin ilk gününden itibaren yaptığı çalışmalardan bahsediyor, "Devlet yoktu, Kepçeci Ali vardı" yorumları yapıyordu. Mahalleli aracılığıyla ulaşmaya çalıştığımız Ali İlter konum belirtiyor, bahsettiği yere gidene kadar işi çoktan bitmiş ve başkalarının yardımına koşmuş oluyordu. Yıkıntılar arasında onu ararken enkaz kaldırma çalışmalarının olmadığını fark edip, gelen ilk kepçe sesine doğru hareket ederek Ali İlter'e ulaşacağımızı biliyorduk. Bir kaldırım taşına oturmuş mahalleli, yanlarında enkazdan çıktığı açıkça belli olan yorganlar ve battaniyelerin arasından Kepçeci Ali’nin çalışmasını izliyor, kayısıların çıkarılmasını bekliyordu. Kısa bir süre sonra kepçe durdu ve Ali İlter'in açtığı alandan bir mahalleli terden sırılsıklam olmuş haliyle birkaç parça kilim çıkardı. Babası, “Bu çöpleri ne yapacaksın oğlum?” diye seslenince, “Neyimiz kaldıysa topluyorum işte” yanıtını aldı.
Ali İlter, kendisine ulaşmaya çalıştığımızı bildiği için yanımıza geldi hemen. İlter'in konuşmaya niyeti yoktu çünkü yetişmesi gereken birçok enkaz vardı daha. Biz de Kepçeci Ali’nin zamanından çalmak istemedik ve hızlı bir görüşme gerçekleştirdik.

Mahallede birçok kişinin yardımına koşan Ali İlter, "Yapmam gerekeni yaptım" diyor.


Ali İlter, ailesiyle birlikte depreme bahçedeki evinde yakalanmış. Depremin şokunu atlatır atlatmaz kepçesine koşmuş ve 22 gündür devam eden ve bir süre daha devam edecek gibi görünen maratona başlamış: "Sürekli beni arayıp ‘Yetiş Ali’ diyorlardı. Öncelikle canlı insanların yardımına koştum. 3 kişiyi sağ çıkarttık ama biri arabayla hastaneye giderken vefat etti. 10 kişinin de ölüsünü çıkardık. Arama kurtarmadan defin işlemlerine kadar hep yardımcı oldum. Kötü bir felaketti. Elimden geleni yaptım.”

‘BEN KEPÇEDE, CENAZE KOVADA, KÖPEKLER YEMESİN DİYE SABAHLADIM’

Günlerce uykusuz bir şekilde cansiperane çalışan Ali İlter, mahalleye ulaştırılmaya çalışılan yardım tırları yolda kalınca da aranan isim olmuş. Yaptığı yardımları anlatırken, "Yapmam gerekeni yaptım" diyor İlter.
Kepçeci Ali sözlerini şöyle sürdürüyor: "7/24 çalışıyorum. Herkes arayıp ‘Sen olmazsan ne yapacaktık?’ diyor. 2 gündür biraz rahatım ama öncesinde çok yoğun çalıştık. Sadece bir binada arama kurtarma çalışması yapamadım çünkü 3 katlı beton binaydı, 40 tonluk makine lazımdı. Bir binada kadın cesedi vardı, unutmuşlardı almayı o telaşla. Cesedi alıp kepçenin kovasına koydum ve yukarı kaldırdım. Gece boyunca ben aracın içerisinde, ceset kepçenin kovasında sabahladım, köpekler parçalamasın diye."



Ali İlter'in köydeki evinde bir problem olmasa da mahalledeki evi yıkılmış. Ama bugüne kadar kendi evine gidip eşyalarını kurtarmaya yeltenmemiş bile: "Benim evimde çok bir eşya yoktu. İnsanların kayısısı, sıfır traktörleri enkaz altındayken kendi evimi düşünemezdim. Uyuyamıyorum bazen. Bunları nasıl yaptım, ben bile bilmiyorum. Normalde hiç gelemem böyle şeylere ama yapmak zorunda kaldım."

5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de yaşıyor

 https://www.gazeteduvar.com.tr/5-yil-sonra-komadan-uyandi-ama-1980de-yasiyor-galeri-1730230?p=7 5 yıl sonra komadan uyandı ama 1980'de ...